29 Kasım 2011

Annemi Öldürdüm




Hubert: -Anne sahibi olmak için yaratılmamışım...
Bu çok sevdiğim diyaloğu barındıran filmi, geçtiğimiz yıl İstanbul Film Festivalinde izlemeyi çok istemiştim. Başrol oyuncusu Xavier Dolan, filmi 16 yaşındayken yazmış, 20 yaşında çekmiş... Film, aynı zamanda Kanada'nın Oscar aday adayı olmuş. Ebeveynleri boşanmış olan Hubert'in, annesiyle olan yakın ilişkisi, ergenliğiyle birlikte yerini nefrete bırakır. Annesinden öldüresiye tiksinirken, eşcinsel ilişki yaşadığı Antonin'in annesi onun için bir idol olur. Annesiyle yaptığı kıyasıya kavgalar, her iki tarafın birbirine acımasızca söylediği laflar, ilişkilerini daha da çıkmaza sokar. Annesi oğluyla baş edemez olur ve Hubert'i yatılı okula gönderir. Bu durum, Hubert'e kendini çok mutsuz hissettirir, annesine "yarın ölsem umurunda olmaz" der kadının cevabı Hubert'in duyamayacağı şekilde "ben de ölürdüm" olur...(çok dokundu bu sahne, anne ve babamın beni ne kadar sevmiş olduklarını bir kez daha hissettim...) Hubert ve annesinin ilişkileri kör topal ilerler, Ta ki filmin başından beri izlediğimiz, durumun Hubert'in gözüyle anlatıldığı kayıtlar annesinin eline geçene kadar... Burada seyirci de anneyle aynı zamanda ayırd eder ki ikisi aslında birbirlerini aşk derecesinde severken ergen-ebeveyn çatışmasının ucunu azıcık kaçırmışlardır :))
Son zamanlarda seyrettiğim en keyifli filmlerden biri, DVD'sini kaçırmayın...


Gizli Anların Yolcusu- Ayşe Kulin



Ayşe Kulin'in kitabını elimden bırakamadım ve uykusuz kalmak uğruna 3 günde bitirdim. Bunun sebebi son zamanlarda okumakta zorlandığım kitapların arka arkaya gelmiş olması ve o ruh boğan kitaplar arasında bir soluklanma mıydı bilemiyorum.... Ama özlemişim Ayşe Kulin okumayı galiba... İlhami-ki sevimsiz bir isim- son derece başarılı bir yayımcıdır, mükemmel bir karısı, mükemmel iki çocuğu, mükemmel bir evliliği varken birden ansızın çocuklarından birini kaybeder... Bu acıyla başetmeye çalışırken bir yandan da ruhi bunalıma giren karısıyla uğraşır, kızını bu bunalımdan uzaklaştırmak için yurtdışına yollar ve ansızın kendini ortağı Handan ile bir kaçamağın içinde bulur... İş Handan'la kalmaz, bir iş gezisine beraber katılmak durumunda kaldığı çalışanı, grafiker Bora ile tutkulu ve sıra dışı bir ilişkiye girer... Kızı da ara sıra ülkeye gelir ve Bora'ya aşık olur... Bora'nın sakladığı ve kaçmak istediği geçmişi ve kimliği devreye girerken yazdığı kitaplar sonlarını hazırlar... Olan sınıf atlama çabasında olan ve yeni kimliğine zorlanarak alışmaya çalışan Bora'ya olur ve nasıl olduğu anlaşılmaz bir şekilde balkondan düşerek veya atlayarak hayata veda eder... Oysa tuhaf bir şekilde, kitap boyunca o balkon demirlerinin çok alçak olduğundan şikayet etmiş ve o balkonu camekanla kapatılmasını istemiştir...




24 Kasım 2011

Alacakaranlık Efsanesi- Şafak Vakti- Bölüm 1

Kitaplarının tamamını okudum ve bitince bir "ohh" çektim...Stephenie Meyer yazmış ta yazmış sağolsun. Filmin iki bölüm halinde çekmişler ki gişeden sonca dence nasiplensinler:)) Edward ve Bella en sonunda emellerini gerçekleştirip evlenirler. Bella niyeyse bir tedirgindir (-zaten o kızın hareketlerinde bir tutukluk var, karakterden mi yoksa oyuncudan mı kaynaklanıyor 4. film oldu hala çözemedim...)

Balayına çıkarlar Edward'ların bir de rüya gibi adası vardır orada halvet olurlar...Neyse kızımız kazara gebe kalır (-vampirlerin çocuğu olmaz mıymış?) İçinde bir yaratık büyür, kızımız zaten kaldirik gibiyken iğneipliğe döner ve kendine gelmek işin iğrenç kanları içer. Bu arada kurtlar olaydan
rahatsız olur ama Jacop hem kurtlara karşı gelir hem de kızımıza sahip çıkar. En sonunda korkunç kanlı bir doğum sahnesiyle yarı vampir velet doğar ve doğmasıyla Jacop'u mühürler (şıllık)... Öldü sanılan Bella Edward'ın zehiriyle vampirella olarak hayata döner ve film biter... Herkes ne aşk aman kız aşkı için vampir oldu derken benim tezim şu: Bella işini bilir ve ohhh ölümsüz hayat ne rahat diyerek Edwad'a çok aşıkmış gibi kendini vampir yaptırır ve bu sayede sıçan kılıklı kız güzelleşir ve en güzel evde en yakışıklı çocukla en güzel arabalarla ölümsüzlüğü garantiye alır...Benim filmde ve ayrıca kitapta göremediğim aşk bana bunları düşündürüyor:)) Alt tarafı iyi vampir olup insan kanı emmeyecek, bir nevi hayat boyu diyet, bizim yiyemediklerimizi sayarsak çok az bir fadakarlık da olsun yani...
Açıkçası gidilmeye değmez, n'aapalım ikinciyi de seyredicez artık... seriyi tamamlamak lazım...