19 Ocak 2015

Unutursam Fısılda / Çağan Irmak



Yönettiği film ve dizileri genellikle severek seyrettiğim Çağan Irmak'ın son filmi "Unutursam Fısılda", aslında iki kız kardeşin öyküsü. Aynı adamı seven, birisi bu aşk ve idealleri uğruna ardında yaşadığı kasabayı ve ailesini bırakıp İstanbul'a giden Hatice, diğeri yine bu aşk uğruna kasabada kalıp içine dönük bir hayat yaşamayı seçen Hanife... Hümeyra ve Işıl Yücesoy... İnanılmaz doğal ve iyi oyunculuk... 

Film, Hatice'nin yıllar sonra baba ocağına, ablasının yanına dönmesiyle başlıyor. Onca şaşaalı hayattan sonra yaşadığı iflas ve yavaş yavaş başlayan alzheimer hastalığı ona bu kararı verdiren. Hanife ise yılların hıncını Hatice'nin üzerine kusuyor; bir o kadar öfkeyle, yeri geldiğinde küfürle...
Flashbacklerde ikilinin gençliğine şahit oluyoruz. Hatice'nin gençliğini canlandıran Farah Zeynep Abdullah, şarkı söylemeyi severken , Hanife'nin gençliği -bence Işıl Yücesoy'un da tıpkısı- Gözde Çığacı hemşirelik yapmaktadır. Hanife bir de iç dünyasını ele veren güzel şiirler yazmaktadır. Kaymakamın oğlu Tarık'ın (Mehmet Günsür) kasabaya gelmesiyle iki kız kardeşin arası açılır. Tarık, Hatice'yi seçer ve birlikte İstanbul'a kaçıp Tarık'ın en yakın arkadaşı Erhan'ın (Kerem Bursin) evine sığınırlar. Hatice, kaçarken ablasının şiir defterini de beraberinde götürür. Üçü birlikte müzik yapmaya başlar. Unkapanı piyasası altın çağını yaşamaktadır. Bir plak şirketi sahibi (Gürkan Uygun) üçlüye sahip çıkar. Hatice'ye bir sahne adı gerekir; artık Ayperi olarak anılacaktır. Hızla ün sahibi olurlar ve plakları yok satar. Bu arada Tarık ve Ayperi evlenir. Tarık'ta giderek başlayan kıskançlıklar aralarının açılmasına sebep olur ve bir gün -intihar veya kaza- Tarık aniden ölür. Ayperi yıkılır. Erhan onu hiç yalnız bırakmaz. Birlikte, Tarık'ın Ayperi'ye bıraktığı veda şiirini bestelerler ve şarkı çok beğenilir. Erhan, Ayperi'den aşkının karşılığını alamayınca çareyi bir başka şehre gitmekte bulur.Yıllar geçer, ve Ayperi'nin eve, ablasına dönme zamanı gelir.
1970'li yıllarda geçen film, çiçek çocuk kostümleri ve Yeşilçam filmlerini andırır diyologlarla oldukça eğlenceli başlayıp devam ediyor. İki kız kardeşin tekrar buluşup hesaplaşmaların başladığı sahnelerde de Çağan Irmak filmlerinin olmazsa olmazı dram başlıyor. Son bölümde, Ayperi'ye yapılan konserde, Ayperi'nin hep ablasının şiirlerini kullandığını tüm sevenlerine açıklaması ve şimdiye kadar sadece tek bir şiirin -ki o da Tarık'ın- farklı birine ait olduğunu söylemesi, bence filmin en dramatik sahnesi...
Oyunculuklara gelince; kast çok iyi oluşturulmuş. Başta da belirttiğim gibi iki dev oyuncu Hümeyra ve Işıl Yücesoy'a hiçbir diyeceğim yok. O kadar iyiler ki, karşılarında herkesin saygıyla eğilmesi lazım. Farah Zeynep Abdullah, Mehmet Günsür ve Kerem Bursin, şu an için en sevilen ve dizilerin vazgeçilmez, popüler oyuncularından. Gürkan Uygur da keza Kurtlar Vadisi serüveninden beri çok beğeniliyor. Ancak, kostümler mi, kullanılan perukların şekilsizliği mi, bir sakillik vardı üzerlerinde... Tiplemeler bence biraz fazla karikatürize idi... Bu da filmin güzelliğini epeyce etkilemiş. Diğer Çağan Irmak filmlerine göre ben inandırıcı ve samimi bulmadım.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder