28 Şubat 2015

İki Kişilik Yaz




35 insan hayatında süper bir yaş... Çıkıştan sonraki inişin ilk başlangıcı... İnsanın hala kendini genç, hatta çocuk hissettiği, aynı zamanda olgunlaşmaya başlayıp, bundan sonraki hayatını nasıl yaşayacağına dair daha çok düşünmeye başladığı, hatta kararlar verdiği yaş... Benim içinse evlendiğim yaş (yani hayatımdaki önemli değişikliklerden biri)...
DOT'un sergilediği "İki Kişilik Yaz" oyununda, Gizem Erdem (Helena) ve Tuğrul Tülek'i (Bob) bitmeyen enerjileriyle izliyoruz... 
Önce Helena ile tanışıyoruz. Helena 35 yaşında, bekar, yalnız yaşayan bir boşanma avukatı. Evli ve çocuklu bir erkekle, sancılı bir ilişkisi var. Çoğu zaman da ekiliyor. Yine bir akşam, sevgilisini barda beklerken son anda gelemeyeceğini öğreniyor ve geceyi başka bir erkekle geçirmeye karar veriyor.
Bob, 35 yaşında ve kanunsuz işlerle para kazanıyor. 18 yaşında, hamile kaldığı için evlenmek zorunda olduğu kadından boşanmış. Dostoyevski'nin "Yeraltından Notlar" kitabını okuyup barda takılıyor.
Helena, Bob'un yanına geliyor ve tanışıyorlar. Helena'nın bekar evinde birlikte oluyorlar. Helena, Bob'u sabah olmadan evden yolluyor. Nasıl olsa bir daha karşılaşmayacaklar. 
Ama kader öyle söylemiyor. Ertesi gün Helena ve Bob, bir kilisenin kapısında rastlaşıyor. İkisi de kan ter içinde... Helena, nedimesi olduğu kızkardeşinin düğününe yetişmeye çalışırken Bob da, çalıntı bir araba satarak aldığı 25.000 paundu bankaya yatırmaya yetişemediğinden, hem mafyadan, hem de hırsızlardan kaçmak için kiliseye sığınmaya karar veriyor. 
Ellerinde 25.000 paund var ve hafta sonu boyunca bu parayı beraber harcamaya karar veriyorlar. Eğlence kulüplerine gidiyorlar, birbirlerine kör düğüm olup en gizli sırlarını veriyorlar, postacının mektuplarını çalıp içlerine gerekli paraları koyuyorlar, en lux otelin en lux odasında yakalanıyorlar. Bob'un şansı yaver gidiyor ve son anda bir şekilde yırtıyor... 
Şimdi bundan sonraki hayatlarının başlangıcı... Bob, eline gitarını alıp Edinburg dışında yeni bir hayata doğru yönlenirken Helena da onu yanlız bırakmıyor. 

Diğer DOT oyunlarının aksine, gerçekleri yüzüne yüzüne vurmayan, romantik, müzikli, şarkılı, danslı, mutluluk verici "İki Kişilik Yaz" ı David Greig ve Gordon McIntyre yazmış... Gizem Erdem ve Tuğrul Tülek'i şarkı söylerken, dans ederken, koşarken, kördüğüm olurken... muhteşem bir uyumla izliyorsunuz. Eğlenceli ve oldukça dinamik bir oyun... Tek kusuru, DOT'un salonunun çok rahatsız olan sandalyeleri. Elinizi ayağınızı nerelere koyacağınızı şaşırıyor, izlerken sekiz oluyorsunuz. Kanyon'a taşınmalarını dört gözle bekliyorum:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder