Tuğba Sarıünal'ın "Sanrı" isimli romanı tesadüf eseri kütüphanemize girdi. Manken ve oyuncu olan, aynı zamanda da sağlık konusunda eğitimi bulunan yazar 2014 yılında çıkardığı bu kitapla çok satanlar listesine de girmiş.
Kitap, konusuyla şizofren bir matematik profesörünün konu edildiği "Akıl Oyunları" filmini andırıyor. Polisiye romanın kahramanı şizofren bir doktor olan Tamer kanser ilacı araştırmaları konusunda uzman. Ancak bir gün aşırı doz kemoterapi ilacı verdiği 15 yaşındaki hastası Deniz'in ölümüyle önce hapishaneye girip hastanede çalışması yasaklanıyor daha sonra da Deniz'in hayalinin hayatına girmesiyle baskın durumdaki şizofreni hastalığı ortaya çıkıyor. Hastanede gördüğü 6 aylık tedavinin ardından karısıyla yaşadığı hayata geri dönse de yeni yaşamında hastalığının izleri onu yalnız bırakmıyor.
Oldukça akıcı dilde yazılan kitabı yarım gün içinde bitirdim. Sabun köpüğü gibi bir roman... Fi, Çi ve Pi roman üçlemesini andırıyor. Edebi değeri çok yok ama insanda merak uyandırıyor. Polisiye olaylar kendi içinde epey kopukluklar gösteriyor; ben hepsinin sorumlusunun Tamer olduğunu düşünürken maalesef o da hazin bir sonla kitabı sonlandırdı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder