Yalnız bir Yahudi olan Rotfeld, sahip olduğu mobilya atölyesini
batırır ve her şeyini satıp NewYork’a gitmeye karar verir. Seyahate çıkmadan
önce ihtiyar Schaalman’dan kendisine hayat arkadaşı olacak bir Golem yapmasını
ister. Golem’i ile birlikte gemiye binen Rotfeld, Golem’i dirilttikten
sonra apandisiti patladığı için ölür. Yalnız kalan Golem, henüz yeni
doğmuş bir çocuk kadar cahildir. Kimliği polis tarafından sorgulanan Golem,
gemiden atlayarak NewYork’a ayak basar.
Golem’in kıyıya çıktığı yere yakın olan aşağı Manhattan’ın Küçük Suriye mahallesinde kalay ustası olarak yaşayan Arbeely’e tamir için bir ibrik gelir. Tamir sırasında ibriğin içinden hapsedilmiş bir cin çıkar. Cin, kalaycının yanında zanaat öğrenir ve orada yaşamaya başlar ve kendisine Ahmed ismi verilir.
Golem’in kıyıya çıktığı yere yakın olan aşağı Manhattan’ın Küçük Suriye mahallesinde kalay ustası olarak yaşayan Arbeely’e tamir için bir ibrik gelir. Tamir sırasında ibriğin içinden hapsedilmiş bir cin çıkar. Cin, kalaycının yanında zanaat öğrenir ve orada yaşamaya başlar ve kendisine Ahmed ismi verilir.
Golem, yaşlı bir haham olan Rabbi Meyer tarafından himaye
altına alınır. Rabbi, Golem’e Havva adını verir . Golem sahipsiz yaşayamayan
bir varlıktır ve Havva için yeni sahip edinme koşulları, dünyaya gelme ve yok
edilme komutları üzerinde Rabbi çalışmalar yapmaya başlar. Havva da bu sırada
bir pastanede çalışmaya başlamıştır. Bir müddet sonra Rabbi hastalanarak ölür,
Golem ise yalnız kalır.
Bu arada golem’i yaratan Schaalman, gördüğü bir rüyanın
etkisiyle, ölümsüzlüğün peşinde New York’a gelir. Temelinde dini eğitim alan
yaşlı adam, bulduğu bir büyü kitabıyla büyücüye dönüşmüştür. Schaalman, NewYork’a ayak basar ve Rabbi’nin dinsiz yeğeni Michael’in sahibi olduğu bir Musevi sığınma evine kendini
yerleştirir. Michael ise Golem’e karşı ilgisiz değildir. Onu normal bir kadın
zannetmekte ve evlenmek istemektedir.
Golem ve Cin bir gün NewYork sokaklarında tesadüfen karşılaşırlar.
İkisi de birbirinin insandan farklı varlıklar olduğunu anlar ve bu durum
onların ortak sırrı olur; ikisi, haftada bir gece sabaha kadar kentin çeşitli
bölgelerini turlarlar. Ahmed, metal işçiliğini sanat haline getirir ve ustasına
çok paralar kazandırır. Havva da pastanede çalışkanlığıyla takdir kazanır. Bir
gece arkadaşlarıyla birlikte şehrin tanınmış bir dans salonuna gider. Cin de
gecenin ilerleyen saatlerinde onlara katılır. Çok eğlenirler ancak pastaneden
arkadaşı Anna’nın erkek arkadaşı ile yaptığı tartışmaya Havva da dahil olur ve
öfkesine yenilip adamı öldüresiye döver. Kendine engel olmak isteyen cini de
tartaklar ve ikisinin yolu orada ayrılır. Kendisinin ne denli tehlikeli
olabileceğini anlayan Golem, yeni bir sahip bulmak umuduyla Michael ile
evlenmeyi kabul eder. Çiftin düğününde gelini aslında Golem’i yaratan kişi olan
Schaalman verir. Havva ve Michael’in evliliği umdukları gibi gitmez. Bu arada
Michael, Havva’nın bir Golem olduğunu, Schaalman’ın da bir büyücü olduğunu
öğrenir. Schaalman ise anında Michael’i öldürür.
Cin, kendisini ibriğe hapseden büyücü Malik’in yıllar
sonraki reankarne hali olan Schaalman’ı öldürebilmek için intihara kalkışır.
Ancak Golem bunu öğrenir ve onu kurtarır. Büyücü, her ikisini de ele geçirir
ancak büyü kitabındaki sözler, büyücüyü ibriğe sokmaya yeter. Cin, ibriği
Beyrut’a götürüp gömer. Golem ise pastanedeki hayatına devam eder. Bir gün
cinden NewYork’a gelip kaldığı yerden yaşamına devam edeceğine dair bir telgraf
alır. Yeni hayatları onları beklemektedir.
Helene Wecker’in ilk romanı olan Golem ve Cin, iki ayrı
kültürün efsanelerinden beslenen dev bir masal kitabı olmuş. Öyle ki ilk 100
sayfadan sonra insanlar ve olayların karışıklığı ve fazlalığı beni uzun
yıllardan sonra ilk defa not olarak okumak durumunda bıraktı. Kitap bitince pek
çok olayın ve karakterin aslında çok da önemli olmasa da kitabı
zenginleştirdiğini keyifle fark ettim. Olay örgüleri çok akıcı bir şekilde
devam ederken geçmiş ve olayın geçtiği yıl arasındaki geliş gidişler ve rüyalar
kitaba farklı bir boyut kazandırmış. Bir ilk eser olarak bence oldukça başarılı
bir kitap olan “Golem ve Cin”, ninelerinin masallarıyla büyüyen biz koca
çocuklar için okuması keyifli, güzel bir eser olmuş.
Bu arada cinleri hepimiz masallardan az da olsa biliriz. Cinler
wikipediye göre, modern veya antik birçok
din ve inanışta, İbrahimi dinler de dahil,
bulunan bir tür ruhani mitolojik yaratıktır.
İslam
mitolojisinde cinlerin ateşten yaratıldığına inanılır. Bunların dışında
cinlerin insanlardan farklı çeşitli özellikleri olduğu düşüncesi çerçevesinde
birçok varsayım mevcuttur. Bunlardan bazıları; çeşitli şekillere
girebildikleri, çok kuvvetli olup bazı ağır işleri gerçekleştirebilecekleri,
istedikleri takdirde gözle görülebilir olabildikleri, çok hızlı hareket
edebildikleri şeklinde sıralanabilir.
Golem kavramını ise ilk
kez bu kitapta duydum. Yine wikipediye göre golem, efsanelerde ruhu
olmayan genelde kilden veya topraktan oluşturulan bir canlıdır. Musevi folklorunda
golemler genellikle insan şekli verilmiş çamurdan yapılırlar. Ruhları yoktur,
zekaları düşük seviyededir. Genelde büyü ve tılsımlarla verilen emirleri
yerine getirmesi için canlandırılır. Verilen emri yerine getirene kadar veya
belirli bir zaman boyunca kalır ve sonra yok olur.
The Golem & the Jinni
No comments:
Post a Comment