Trendeki
Kız kitabıyla tanıyıp sevdiğimiz Paula Hawkins’in yeni kitabı ülkemizde de
hemen çok satanlar listesine girdi. Trendeki Kız’ın kurgusu çok değişik ve
güzeldi; yazar “Karanlık Sular” da da aynı tekniği kullanmış. Karakterlerin isimleri
birbirlerine çok yakın ve konuyu karışık alarak ele aldığı için ilk başta
anlayamayacağım paniğine kapılıyorsunuz. Aslında tek yapmanız gereken bir parça
not almak ve her konu başlığı kimi ilgilendiriyorsa bu kısa notlara göz atıp
bölüme başlamak. Kitabın ortalarında konuya tamamen hakim oluyorsunuz hiç merak
etmeyin…
Küçük
ve sakin bir kasabadayız. Burada kasabanın kadınlarının yıllardır öldüğü bir
nehir var. Kimi intihar ediyor, kiminin ise neden öldüğü bilinmiyor. Bu kasabada kızı ile yaşayan Nel, buradaki
ölümler hakkında araştırma yapmayı ve bir kitap yazmayı kafasına koyuyor. Bu
araştırma esnasında Nel de nehirde ölüyor. Bu ölüm nedeniyle, yıllar önce
kasabayı terk etmiş olan ve kız kardeşiyle arası iyi olmayan Jules, Nel’in kızı
Lena’nın yanına geliyor. Jules, hem geçmişiyle yüzleşirken hem de kız
kardeşinin ölüm nedenini öğrenmeye çalışıyor. Bu süre zarfında karşılaştığı
gerçekler, kız kardeşine başka bir gözle bakmasına neden oluyor. Bu arada
kasabanın kadınlarının gizemi de teker teker ortaya çıkıyor… Her kesin farklı
bir hikayesi var: Kimi cadı olarak nitelenmiş, kimi kocasının şiddetine maruz
kalmış, kimi ise imkansız bir aşkın kurbanı olmuş…
“Karanlık
Sular”, “İkiz Tepeler” (Twin Peaks) kıvamında bir hikaye anlatıt-yor bize… Hem
dozunda bir gerilim ve gizem hem de iyi bir kurguyla… Başladınız mı elinizden
kolay kolay bırakamıyor ve bir solukta okuyorsunuz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder