Kitaplarla büyüyen, düşünen, araştıran; şiire, sevgiye ve ölüme inanan geleceğin belki de en kaliteli nesline selam olsun... Bu bir anı kitabı, 90 kişi tarafından yazılan ama hepimizin ortak anısı olabilen... Tam 70'de doğup, tam 80'de 10 yaşına başan, 80'lerini çocukluktan erginliğe geçişte dolu dolu yaşayan benim için yazılmış bir kitap. Okurken çok güldüm, çok ağladım, giden çocukluğuma, gençliğime...yaşlanmak bu galiba nostaljiye yenik düşmek...
Biz çocukluğumuzu çok uzun yaşadık. Hiç durmadan koştuk, akşamın nasıl olduğunu anlamadık, hava hiç kararmasın istedik, zamanı unuttuk, yok saydık, bize biri hatırlatana kadar oynadık, olanaklar ölçüsünde yeni oyunlar ürettik. Hepimiz küçük birer kaşiftik, 5 taş yeterdi tüm gün sıkılmamak için, bir merdiven ve bir yassı taş da; en kötü ihtimalle hepimizin kulakları vardı kulaktan kulağa oynamak için:))
Biz küçükken boş zamanlarımızda ansiklopedi karıştırırdık...Ben de Larousse'lu evlerin çocuklarına imrenirdim, fakat bütçemizin çok üzerinde olduğunu bilirdim. Aile bütçesinin nereye kadar uzanabileceğini bilmek de bizim çocukluğumuzla bitti herhalde...
Milliyet Kardeş dergisi bizim fenomenimizdi. Birsürü şeye onunla merak saldım, içinden çıkan çizgi romanları tüm aile kapışırdık... Mektup yazmayı seviyordum, Milliyet Çocuk'un arkadaş sayfasına ilan bile vermiştim. Yurdun dört bir yanından mektup arkadaşlarım olsun istiyordum; birkaç kişi cevap yazdı, içlerinden adaşım olan Kırıkkale'li bir kızla uzunca süre mektuplaştık, ta ki bir gün kapı çalıp onu karşımda görene dek... Kızıl saçlı ve çilli bir kızdı, o da beni merak etmiş, aptalca birkaç laf konuştuk, gitti; bir daha da yazışmadık, büyü bozuldu... Pul biriktirmek de diğer bir ilgi alanım olmuştu, derginin Filateli kısmında yazılanları harfi harfine uygular, babamın getirdiği iş mektupları ve kartlarının pullarını tarif edildiği şekilde ayırıp defterime yerleştirirdim... Okuldaki herkes birbiriyle pul takası yapardı...Yıllar sonra o günlerdeki defterimi ünlü bir filateliste gösterdim; "beş para etmez hatıra olarak sakla" dedi, ben de öyle yapıyorum, biz büyük sözü çok dinleriz...
İlkokula 5,5 yaşımda başladım; en yakın arkadaşım Nazmiye gidiyordu, ben evde mi oturacaktım... Annem dırdırıma dayanamayıp mahallenin ilkokuluna götürdü beni, adımı filan yazabiliyordum, öğretmene birkaç yazı numarası daha çektim, beni ogün okula aldılar... " Ben televizyonun tetiklediği bu erkenciliğin bedelini, aslında heryere geç kalarak halen ödüyorum."
Biz küçükken boş zamanlarımızda ansiklopedi karıştırırdık...Ben de Larousse'lu evlerin çocuklarına imrenirdim, fakat bütçemizin çok üzerinde olduğunu bilirdim. Aile bütçesinin nereye kadar uzanabileceğini bilmek de bizim çocukluğumuzla bitti herhalde...
Milliyet Kardeş dergisi bizim fenomenimizdi. Birsürü şeye onunla merak saldım, içinden çıkan çizgi romanları tüm aile kapışırdık... Mektup yazmayı seviyordum, Milliyet Çocuk'un arkadaş sayfasına ilan bile vermiştim. Yurdun dört bir yanından mektup arkadaşlarım olsun istiyordum; birkaç kişi cevap yazdı, içlerinden adaşım olan Kırıkkale'li bir kızla uzunca süre mektuplaştık, ta ki bir gün kapı çalıp onu karşımda görene dek... Kızıl saçlı ve çilli bir kızdı, o da beni merak etmiş, aptalca birkaç laf konuştuk, gitti; bir daha da yazışmadık, büyü bozuldu... Pul biriktirmek de diğer bir ilgi alanım olmuştu, derginin Filateli kısmında yazılanları harfi harfine uygular, babamın getirdiği iş mektupları ve kartlarının pullarını tarif edildiği şekilde ayırıp defterime yerleştirirdim... Okuldaki herkes birbiriyle pul takası yapardı...Yıllar sonra o günlerdeki defterimi ünlü bir filateliste gösterdim; "beş para etmez hatıra olarak sakla" dedi, ben de öyle yapıyorum, biz büyük sözü çok dinleriz...
İlkokula 5,5 yaşımda başladım; en yakın arkadaşım Nazmiye gidiyordu, ben evde mi oturacaktım... Annem dırdırıma dayanamayıp mahallenin ilkokuluna götürdü beni, adımı filan yazabiliyordum, öğretmene birkaç yazı numarası daha çektim, beni ogün okula aldılar... " Ben televizyonun tetiklediği bu erkenciliğin bedelini, aslında heryere geç kalarak halen ödüyorum."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder