10 Mart 2021

Carol Gömülmeden - Josh Malerman



"Kafes" kitabı ile harikalar yarattığı söylenen (ben kitabı okumadığım için böyle söylüyorum-art niyet yok) Josh Malerman'ın en son kitabı Carol Gömülmeden'in o denli reklamı yapıldı ki ben de dayanamayıp aldım. Ve nihayet (!!!) bitirdim ve sizinle paylaşıyorum. 

Carol Gömülmeden Vahşi Batı'da geçiyor. (Bir müddet olayın geçtiği platforma alışma zorluğu çektim nedense... at arabaları, uzun etekli kadınlar, konuşan silahlar, aranan haydutlar, v.b. kaç yılındayız, neredeyiz, neler oluyor inanın anlayamadım.) Kitabın ana karakteri Carol'ın bir problemi var... Bazen komaya giriyor ve günlerce bu durumda kalıyor. Kalp atışı yavaşlayıp nefes alması seyreliyor. Çevresinde olan biteni duyuyor duymasına da bu süre zarfında da sürekli bir düşüş halinde oluyor. Carol'ın bu derdini eşi, ve ölen en yakın arkadaşı biliyor. Yeni bir koma durumu da eşinin Carol'ı gömüp mirasına konması için müthiş bir olanak sağlıyor. Ancak bu sırrı bilen biri daha var; şu an kanun kaçağı durumundaki eski sevgilisi James Moxie... Carol'ın yardımcısının kendisine haber vermesiyle de saklandığı yerden YOL'a çıkıyor. Çünkü Carol'ın ölmediğini ve bu işte bir tuhaflık olduğunu anlıyor ve Carol gömülmeden yetişme derdinde... Tüm dikkatimiz Carol'ın hayatta kalmasında...

Carol'ın kocasının Moxie'nin peşine taktığı, iki ayağı da dizden kesik azılı kiralık katille uzun ve ağır süren bir kaçma kovalamaca halinde roman adeta bitmek bilmiyor... Bu uzun soluklu kitap baştan sona sıkıcı... Bu kadar korkutucu bir katil olan Duman'ın bir anda dertop edilmesi, Moxie'nin zamanında neden suçlu duruma düştüğü, bir türlü bir yerlere yakıştıramadığım Kokuşma karakteri (valla nedir ne değildir anlamadım. sanrı mı, gerçek mi, melek mi, şeytan mı...), yazarın mı tuhaf bir yazış tarzı var, çeviri mi uygunsuz bir türlü anlayamamam... Sanki bir film senaryosunun üzerine kitap yazılmış gibi (bu arada filmi güzel olabilir belki) ... İlk kez kendimi ifade edecek kelimeler bulamıyorum. Tam bir hayal kırıklığı ve zaman kaybı diyerek bitiriyorum. Bu durumda "Kafes"e bir şans vermek lazım mı bilemedim.












Bağlar - Domenico Starnone


Çok tanınmamış yazarlardan çok tanınmamış kitapları okuyup tanıtmaya devam... Bağlar da Napoli'li yazar Domenico Starnone tarafından yazılmış harika bir kitap... Bir ailenin hayatının  50 yıllık özeti zeki bir kurguyla  anlatılmış. 

Üç mini kitaptan oluşan "Bağlar"ın ilk bölümünde 70'li yıllardayız. Ailevi bir krizin ortasında, Vanda, kocası Aldo'ya ümitsizlik ve öfke dolu mektuplar yazar. Bu tek taraflı mektuplar sayesinde Aldo'yu eşinin gözünden tanırız;  evi terk etmesi, sevgilisi Lidia ile yeni hayatı, çocukları boş vermesi, parasal olarak yardımcı olmaması... İkinci kitapta, Aldo'nun bakış açısından neler olup bittiğini öğreniriz. Aradan 35 yıl geçmiş ve bu süre zarfında  Aldo, Vanda'ya geri dönmüştür. 70'li yaşlara gelen çiftimiz, tatile çıkmak üzeredir.  Aldo, evden ayrılışının hikayesini anlatırken bir taraftan da halen evliliğini sorgulamaktadır. Eşine sadık kalmayıp eve dönmesinin bedelini pısırık bir koca olarak yaşamına devam ederek öder. Üçüncü kitabın anlatıcısı ise artık kırklı yaşlarına gelen, ailenin küçük kızı Anna... Ağabeyi Sandro ile aileleri tatildeyken evin kedisine bakmak için dönüşümlü olarak eve gelirler ve bu mutsuz evlilikten en çok etkilenen kişiler oldukları için anne ve babalarına karşı sinsi bir plan geliştirirler... Anna şöyle savunur kendisini : ” Bizimkilerden öğrendiğim bir şey varsa , o da çocuk yapmamak gerektiğidir. Eninde sonunda insan çocuklarına zarar veriyor. ”  Tatilden dönen Aldo ve Vanda, kedilerini kaybolmuş ve evlerini darmadağın bulurlar. Zaman, ailenin kötü geçen yılları için hesap verme zamanıdır. 

Yazar, bir kadının aldatılma ve ikinci plana atılma acısını, bir erkeğin kendini ispat etme, huzuru bulma, mesleğinde ilerleme dürtüleriyle eşini aldatırken ve evini hem terk ederken hem de yeniden dönerken yaşadığı ikilemleri, iki çocuğun babasız geçen günlerini ve ebeveynleri arasında arada kalışlarının yarattığı travmaları oldukça incelikli bir kurguyla anlatmış. Basit bir aile dramı gibi gelebilir ama o kadar içten ki ben okumaya doyamadım. 

Not: Evin kaybolan kedisinin adı Labes... Ve ona bu isim Aldo tarafından verilmiş. Yıllar sonra adının anlamının Latince "yıkım içinde yaşamak" olduğu ortaya çıkıyor. Tıpkı içinde bulundukları aile yuvası gibi...