22 Nisan 2013

Oda ve Adam

Bu gece, Oyun Atölyesi'nde, baş rollerini Engin Hepileri ve Nergis Öztürk'ün paylaştıkları "Oda ve Adam" oyununu izledik. Belçika'lı yazar Eric de Volder’in aynı adlı oyun metni üzerine kurulan "Oda ve Adam", kadın erkek ilişkisine, aşka, yaşanmışlıklara ve yaşanamamışlıklara bazen akıcı, bazen sokak, bazense epik bir dille değiniyor. Oyunu hemen hemen aynı repliklerle ve aynı anda hem kadının hem erkeğin yorumuyla izliyoruz. Çok şaşırtıcıdır ki bu yaşımıza kadar kadınların Mars'tan erkeklerin Venüs'ten olduğunu ve ilişkileri farklı açılardan değerlendirdiklerini ve yaşadıklarını öğrenmiştik; ancak bu oyunda, her iki cins de olayları aynı tepkilerle ve aynı sözlerle yansıtıyor. Bu durum kadın-erkek ilişkisinde bir devrimin başlangıcı olabilir mi acaba?

Oyunun kapılarının açılmasıyla, koltuklarımızı bulup oturduğumuzda, sahnede gezinen kadın ve adamın Engin Hepileri ve Nergis Öztürk olduğunun ayrımına vardık. Oyun kapıların açılmasıyla başlamıştı, yer bulanlar, telefonuyla uğraşanlar, bir türlü oturamayanlar, geç gelenler, v.s. hepimiz onların oyununa dahil olduk. Bizi süzen bakışlarına maruz kaldık; son derece ilginç bir deneyimdi. Derken sahne karardı ve oyunculara, projeksiyon perdesi, floresan aydınlatmaları, çeşitli ışık oyunları eşlik etmeye başladı. Genelde karanlığın hakim olduğu sahnede tüm ihtişamıyla kullanılan görsellik, oyunun sıkıcı, şiirsel ve tekrarlayan metnine katlanmamıza yardımcı oldu diyebilirim.
Bu tarz modern (Ali'nin değimiyle "tiyatrotek") oyunlara çok alışkın değiliz. Oyunun bittiğini bile salonda bir kişinin alkışa başlamasından - ki sanırım ya oyunu daha önce izleyen ya da sahne ekibinden biriydi- anladık. Çoğu yerde sıkılıp ne zaman bitecek diye düşündüğüm de oldu. Ancak kah aramızda kah sahnede dinamizmlerinden ödün vermeden 1 saat boyunca performans gösteren her iki oyuncu için bu oyun izlenmeye değer diye düşünüyorum. "Farklı" tarz bir tiyatroya hazırım diyorsanız mutlaka izleyin derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder