Don Miguel Ruiz, Meksikalı bir araştırmacı ve ve Toltek adı verilen yerli halktan biri. İyileştirici bir anne ve şaman bir büyükbaba tarafından aile geleneklerine uygun olarak, iyileştirici ve öğretici olması için eğitilmiş. Ailesi yüzyıllardır ezoterik Toltek Bilgisini nesilden nesile aktaran bir soydan geliyor. Ruiz'e modern yaşam daha cazip gelmiş ve tıp fakültesine gitmiş. 1970 yılında yaptığı bir araba kazası sonucu ölümle yüzyüze gelmiş ve yoğun bir kendini arayış dönemi sonrası Toltek yolunu seçmiş. Kaleme aldığı ve atalarının bilgeliğinden aldığı öğretileri bir araya getirdiği Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı iyi bir yaşam sürmek için uymanız gereken kurallardan bahsediyor.
23 Mayıs 2020
Her Yerde Kan Var - Ayşe Kulin
Ayşe Kulin'in son kitabı "Her Yerde Kan Var"'da Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilişi ve ölümü arasında geçen son 6 gününü konu ediliyor. Abdülaziz'in intihar mı cinayet mi olduğu bugün bile tartışılan ölümü üzerine yazılan kitaplardan biri de Hıfzı Topuz tarafından kaleme alına "Taif'te Ölüm" kitabı idi. Bu konu edebiyat dünyamıza daha epey kitap yazdırır.
32. Osmanlı Padişahı olan Sultan Abdülaziz, 30 Mayıs 1876 darbesi ile tahttan indirilmiş ve 6 gün sonra, gözaltında tutulduğu Feriye Sarayı'nda bilekleri kesilmiş olarak ölü bulunmuş. Bu ölüm, her zaman şaibeli bulunmuş, resmi tarihte intihar ettiği yazılsa da cinayete kurban gittiği söylentileri hep gündemde olmuş. Tarih kitaplarında padişahın iki bilek damarını keserek intihar ettiği yazıyor. Ancak annesi Pertevniyal Valide Sultan'ın hatıratında oğlunun Feriye Sarayı'na gizlice sokulan üç pehlivan tarafından öldürüldüğü söyleniyor. Pek çok tarihçi de bir insanın iki bileğini birden keserek intiharının mümkün olmadığını öne sürerek bu olayın bir cinayet olduğuna inanıyor.
Gelelim Kulin'in kitabına... "Her Yerde Kan var" çok iyi bir kurguya sahip. On farklı karakterin ağzından dinliyoruz olayı... Bu karakterler Abdülaziz'in ablası Adile Sultan, Abdülaziz'in yerine tahta çıkarılan V.Murat'ın annesi Şevkefza Valide Sultan, hırslı sadrazam Avni Paşa, V. Murat, oğluyla birlikte sıkıntılı anlar yaşayan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal Valide Sultan, Damat Nuri Paşa, Mabeyinci Fahri Bey, Arabacı Nafiz Ağa, Mithat Paşa ve Çerkez Hasan...
Bu ilgi çekici konuya sahip kitabı çok beğendim. Kulin'den bir tarihi roman okumak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim. Konu, tam tadında anlatılmış.
Sultan Abdülaziz tahttan indirildikten sonra laubali saray görevlileriyle
Salgın - Robin Cook
Robin Cook, ülkemizde entrika romanları ile tanınıyor. 87 yılında yayınlanan 5.kitabı Salgın'ı okumak salgın hastalık yılı 2020'ye kısmetmiş. Aslında Covit 19 salgını nedeniyle evde kalmaya alıştığımız şu günlerde meraktan bu tarz kitaplar ve filmlere yöneliyorum galiba.
Kitaptaki söz konusu virüs Ebola. Atlanta Hastalık Kontrol Merkezi'nde görevli epidemiyolog Dr. Marissa Blumental, bu salgının bilinçli olarak yayıldığına inanıyor ve araştırmalarına başlıyor. Salgın, üç ayrı hastanede birden ortaya çıkıyor ve sonuçta sağlık sisteminde uygulanmaya başlanan bir yenilik nedeniyle işleri sekteye uğrayan kuruluşların yeni sistemi sabote ettiği açığa kavuşuyor. Cinayet ve entrika, aşk, tetikçiler ve bunlarla tek başına savaşan bir kadın doktor... Zamanın best-seller kitaplarından biri olan Salgın kitabını bulmanız biraz zor olabilir. 87 yılındaki edebiyat anlayışı hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz sahaf sitelerini araştırın derim.
3 Mayıs 2020
Hayata Dön - Gülseren Budayıcıoğlu
Gülseren Budayıcıoğlu, Ankara'da Madalyon Kliniği'nin sahibi psikiyatrist ve son zamanlarda klinik hayatını konu alan kitaplarından dolayı adından sıkça bahsettiriyor. 2017'de başlayıp üç sezon süren "İstanbullu Gelin" dizisinin çıkış kitabı olan "Hayata Dön" ise dizinin gördüğü yoğun ilginin üzerine çok satanlar listesine girmiş durumda.
Ben dizinin sıkı takipçisi olamadım ama konusu hakkında az çok bilgi sahibiyim. Aslında ana karakterlerin isimleri dışında kitabın dizi ile alakasını kurmak zor. Başrol Esma Sultan, yine olayların kilit noktası. Anne Süreyya ise hem kayın valisine yaranmaya çalışan hem de ondan ölesiye nefret eden şizofren biri. Baba ise tamamen işe yaramaz, hapse girip çıkan alkolik ve silik bir tip. Kitabın ana karakteri Ala (-ki dizide varla yok arasındaydı) ise çirkin mi çirkin, huysuz mu huysuz bir kız. Kendi yalnız ve mutsuz yaşamına bir çare olması adına Gülseren Budayıcıoğlu'na baş buruyor. İlk karşılaşmaları çok kötü geçse de zamanla Ala kendini tekrar doktoruna kabul ettiriyor ve seanslar başlıyor. İlk başlarda oldukça suskun olan Ala, doktorunun anlattığı hikayeler sayesinde onunla iletişime geçiyor ve acıklı hikayesini anlatmaya başlıyor. Eğer bu gerçek hayattan alınmış bir hikaye ise gerçekten dehşet verici ve rahatsız edici...
Bu arada arka fonda, Budayıcıoğlu'nun hayatı ve duyguları, Madalyon Kliniği'nin işleyiş tarzı ve başka danışanları arasındaki diyaloglar kitabı zenginleştiriyor. Ala'nın değişimine hep beraber tanık oluyoruz. Tabii bu kısmı biraz "Küçük Hanım" veya "Kezban" hikayelerine benzemiş. Hele alışverişte sayın alınan markalara değinilmesi bu psikolojik kitapta epey komik olmuş ve kitabı basitleştirmiş. Bu arada Budayıcıoğlu'nun kendini ve kliniğini övmesi de ayrı bir konu...
Kitabı genel anlamda sevdim ve merakla okudum. Doğrusu Ala'nın sıra dışı yaşamı yerine Budayıcıoğlu'nun kendi hayatı ile ilgili duygularını paylaştığı satırlar daha çok ilgimi çekti. Hele eşi ve çocukları ile yaşadıkları... İnsan psikolojisine benim gibi meraklıysanız mutlaka alın okuyun derim. Amerika'nın Irvin Yalom'u varsa bizim de Gülseren Budayıcıoğlu'muz var...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)