29 Mayıs 2016

Çatı Kitapları Dollanganger Serisi / V.C.Andrews



1980'lerde ülkemizde oldukça popüler olan ve kitap seven hemen hemen herkesin okuduğu bir seri olan V.C.Andrews'ın "Çatı" serisi kitapları ile ben daha yeni tanıştım. İlk seri Dollanganger Ailesini konu alıyor ve beş kitaptan oluşuyor... Çatı, Çatıdaki Rüzgar, Gazap Tohumları, Çatıdaki Dikenler ve Gölgeli Bahçe... Ben biraz geç kalmışım bu seri için ama aradaki süreyi telafi etmek adına bir solukta okuyup bitirdim...
1923  Virginia doğumlu V.C.Andrews, sıradışı bir çocukluk geçirmiş ve oldukça zeki olmasından dolayı, 3. ve 6. sınıfları okumasına gerek görülmemiş. Küçük yaşta okulda merdivenlerden düşüp ömür boyu tekerlekli sandalyede üzerinde yaşamak zorunda kalan yazar, romanlarının çoğunda bir ailenin dramını, aile içi sırları, ensest ilişkileri ve din ögesini gotik korku elemanları kullanarak kaleme almış. Yazarın kitaplarında anlattıklarının bazılarının kendi hayatından esinlenerek yazdığı söylentisi de var. Serinin son kitabı "Gölgeli Bahçe", yazar tarafından yazılmaya başlanmış ancak V.C.Andrews'in 63 yaşında kanserden vefat etmesi sonucu, "Şeytanın Avukatı" filminin senaristi Andrew Neiderman tarafından bitirilmiş. Neiderman, yazarın ailesiyle olan yakınlığı nedeniyle diğer kitapları da V.C Andrews adıyla yazıp yayınlamış. 
Şimdi gelelim Dollanger Serisi'nin konusuna:


 

Çatı (1979)


Christopher ,Corinne , Cathy ve Chris'den oluşan Dollanganger Ailesi , mükemmel bir hayat sürmektedir. Bir süre sonra  Cory ve Carrie adındaki ikizler de aileye katılır. Christopher , trafik kazası geçirir ve hayatını kaybeder.  Corrine kocasının ölümüyle yıkılır ve çaresizlik içinde Virginia'da yaşayan ve Christopher ile evlendiği için kendisiyle görüşmeyen anne ve babasının yanına dönmeye karar verir. Borçları yüzünden hiç paraları kalmamıştır ve eve haciz gelmiştir. Bir gece yarısı dört çocuğu ile Foxforth Malikanesi'ne giden Corrine, çocuklarını çatı arasındaki odaya gizler ve onlardan olayları yoluna koyması için kısa bir süre ister... Bu süre zarfında çocukların varlığından sadece Corrine ve annesi Olivia'nın haberi vardır. Bu kitap, dört çocuğun çatı katında yıllar süren mahkumiyetini anlatır.



Çatıdaki Rüzgar (1980)

İkizlerden biri ölmüştür ve diğer üç çocuk bir yolunu bulup Foxforth Malikanesi'nden kaçmıştır. Yolda rastladıkları bir kadın onları yardımcısı olarak çalıştığı doktorun evine götürür. Karısı ve çocuğunu yıllar önce kaybetmiş olan Dr. Paul, üç çocuğu da evlat edinir. Cathy, babası ölen ve yüklüce bir mirasa konup sosyetik bir avukatla evlenen anneleri Corrine ile ilgili tüm haberleri yakından takip eder. Abisi Chris ile yaşadığı yasak ilişkiden kaçmak için kendilerini evlat edinen Dr. Paul ile ilişkiye girer. Bu arada dansçı bir sevgili bulup onunla evlenir. (Bu kadarı da fazla demeyin aynen böyle...) İlk çocuğuna hamileyken kocası bir kaza sonucu ölür ve Cathy de çocuğunu doğurup annesinin yaşadığı evin yakınlarına taşınır. Annesinin yeni kocasını ayartıp ondan da hamile kalır (Bu kadarını hiç beklemiyordunuz herhalde...) Kitabın sonunda anne cinnet geçirip Foxforth malikanesini içinde büyükanne de varken yakar; avukat koca bu sırada yanarak ölür... Carrie de annesiyle yaşadığı problemler nedeniyle intihar etmiştir. Yalnız kalan Chris ve Cathy, iki çocukla birlikte karı-koca hayatı yaşamaya başlar... Corrine ise tımarhaneyi boylar. Böylece hapishane yıllarının intikamı alınır...



Gazap Tohumları (1981)

Bu kitap Cathy'nin iki oğlu Jory ve Bart'ın ağzından anlatılıyor. 
Paul ölmüştür, iki çocuk da Chris'i dayıları olarak değil de üvey babaları olarak tanımaktadır. Balerin olan Cathy'nin bir dans okulu vardır ve Jory de aynı babası gibi dansçı olmuştur.  Chris, doktorluk yapmaktadır. Tüm bu mutlu aileyi küçük oğlan Bart'ın psikolojik bozuklukları huzursuz etmektedir. Yan eve taşınan gizemli kadın ve uşağı da Bart'ı kötü etkilemektedir. Aile, annesi ölen Cindy adında bir kızı da evlat edinir. Yan eve taşınan kadın Corrine'dir. Uşak ise Corrine'in babasının günlüğü ve katı dini inançları ile Bart'ı olumsuz davranışlara iter. Chris ve Cathy'nin kardeş oldukları çocuklar tarafından öğrenilir. Bu arada yan eve taşınan kişinin anneleri olduğunu da öğrenmişlerdir. Uşağın kötülükleri sonucu Corrine yanarak ölür...



Çatıdaki Dikenler (1984)

Cathy ve Chris geçmişin trajedilerini ve günahlarını peşlerinden sürükleyerek sonunda uzun süre saklı tutuldukları Foxworth Malikanesine dönerler. Corrine'in bıraktığı mirasla malikanenin sahibi Bart olmuştur ancak Cathy ve Chris'in vasi olarak denetimi altında olmak zorundadır. Bart'ın psikolojik rahatsızlıkları devam eder, yıllar sonra ortaya çıkan kayıp dayı ile birlikte dindarlıkta sınır tanımazlar. Jory, bir kaza sonucu sakat kalıp ömür boyu tekerlekli iskemleye mahkum olur. Jory'nin hamile karısı ile Bart arasında bir ilişki gerçekleşir. Kadın doğum yaptıktan sonra çocuğunu Jory'e bırakıp evi terk eder. Chris, bir araba kazası sonucu ölür, Cathy ise yıllardır kapalı kaldıkları çatı arasına çıkıp ölür... (Ay içim katıldı valla...) Neyse bu ölümlerin ardından iki kardeş yeni hayat kurup huzurlu yaşıyorlar sanırım... Bart da artık iyileşiyor...


Gölgeli Bahçe (1987)

Bu kitap, serinin belki de en önemli ve gizemli karakteri anneanne Olivia'nın hikayesini anlatıyor. Kocasıyla nasıl tanışıp evlenmiş, gençliği nasıl, duyguları ne? Foxforth Ailesinin gerçek sırları ne? 
Kadın kocasından hiç ilgi görmüyor, kocası kendi  babasının ikinci karısı ile ilişkiye girip ondan çocuk yapıyor ve Cathy doğuyor. Cathy annesi olarak Olivia'yı biliyor. Kocasının yine üvey anneden olan kardeşinin adı da Christopher... Sanıyorum durumu anladınız; iki kardeş kaçıp evlendiği için  (ki onlar  kendilerini yeğen-amca zannediyor) aile duruma karşı çıkmış. Olivia da kendini yıllar sonra çıkıp gelen kızına ve onun çocuklarına karşı istemeyerek de olsa kötü davranmak durumunda hissetmiş... 

Biraz zor oldu ama kitapların genel hikayesi bu... Az biraz karışık olsa da oldukça sürükleyici kitaplar... Ben diğer serileri de merak ediyorum. İlk fırsatta sıra onlara da gelecek. İşte diğer serilerin listesi...


Dollanganger Serisi: 
1979 Flowers in the Attic (Çatı) 
1980 Petals on the Wind (Çatıdaki Rüzgar) 
1981 If There Be Thorns (Gazap Tohumları) 
1984 Seeds of Yesterday (Çatıdaki Dikenler) 
1987 Garden of Shadows (Gölgeli Bahçe) 

Casteel Serisi: 
1985 Heaven (Cennet) 
1986 Dark Angel 
1988 Fallen Hearts (Yaralı Gönüller) 
1989 Gates of Paradise 
1990 Web of Dreams (Hayaller Dünyası) 

Cutler Serisi: 
1990 Dawn (Çatıdaki Nefes) 
1991 Secrets of the Morning (Çatının Sırları) 
1992 Twilight's Child (Çatıdaki Çığlık) 
1992 Midnight Whispers (Çatıdaki Fısıltılar) 
1993 Darkest Hour (Çatının Karanlığında) 

Landry Serisi: 
1994 Ruby (Çatıdaki Kıvılcım) 
1994 Pearl in the Mist (Kadere İsyan) 
1995 All That Glitters (Çatıdaki Pırıltılar) 
1995 Hidden Jewel (Gizli Mücevher) 
1996 Tarnished Gold (Lekeli Altın) 

Logan Serisi: 
1996 Melody (Çatıda Bir Kız "Melody") 
1997 Heart Song (Kalbimin Şarkısı) 
1997 Unfinished Symphony (Bitmemiş Senfoni) 
1998 Music in the Night (Gece Yarısı Müziği) 
1999 Olivia (Olivia) 

The Orphans (Yetimler): 
1998 Butterfly (Kimsesiz Kelebek) 
1998 Crystal (Kimsesiz Kelebek) 
1998 Brooke (Çatıdaki Kelebekler) 
1998 Raven (Çatıdaki Kelebekler) 
1998 Runaways (Yetimler) 
2000 Orphans (omnibus) 

The Wildflowers (Yabani Çiçekler): 
1999 Misty 
1999 Star 
1999 Jade 
1999 Cat 
1999 Into the Garden (Bahçedeki Çiçekler) 
2001 The Wildflowers (Yabani Çiçekler) (omnibus) 

Hudson Serisi: 
2000 Rain (Rain) 
2000 Lightning Strikes (Şimşek) 
2000 Eye of the Storm (Fırtına) 
2001 The End of the Rainbow (Gökkuşağı) 
Gathering Storm 

The Shooting Stars (Yıldızlar Geçiti): 
2001 Cinnamon (Cinnamon) 
2001 Ice (Ice) 
2001 Rose 
2001 Honey 
2001 Falling Stars (Yıldız Yağmuru) 
2002 Shooting Stars (omnibus) 

DeBeers Serisi: 
2002 Willow (Salkım Söğüt) 
2002 Wicked Forest (Lanetli Orman) 
2002 Twisted Roots (Kötü Tohum) 
2003 Into the Woods (Ormana Doğru) 
2003 Hidden Leaves 

The Broken Wings (Kırık Kanatlar) Serisi: 
2003 Broken Wings (Kırık Kanatlar) 
2003 Midnight Flight (Evden Uzaklara Uçuş) 

The Gemini (İkizler Burcu) Serisi: 
2004 Celeste (Celeste) 
2004 Black Cat (Kara Kedi) 
2005 Child of Darkness 

The Shadows: 
2005 April Shadows 
2006 Shadow of the Heart 
2006 Spring Storms 

Kitap Serisi İçin Kaynak:http://www.forumhane.net/yazar-ve-sair-biyografileri/2033-v-c-andrews-kimdir-hayati-hakkinda.html





28 Mayıs 2016

Aegina -2015 Yunan Adaları Günlüğü 9

Burası Atina'ya çok yakın olduğundan oldukça kalabalık ve turistik.



Aegina, tıpkı Atina gibi tarihi antik çağlara dayanan bir yer. Burada 4000’den fazla yıldır yerleşim var. Ada adını (Ai) Ada ve yina (güvercin) diyen Fenikelilerden alıyor. phaia Tapınağı, M.Ö.490 yılına dayanıyor ve Olimpia’daki Zeus Tapınağının bir benzeri.
Aegina'da yetişen en meşhur ürün fıstık... Her şeyde fıstığı kullanıyorlar. Bir de denizin kenarında sağ alt resimdeki gibi kayık manavlar var. Bildiğiniz manav ama deposu teknede...
Biz öğleden sonra ara sokaklarda epey dolaştık; pazar olduğu için dükkanların büyük bölümü kapalıydı. Bir market bulup haftalık alışverişimizi yaptık. 




Bir Venedik kalesine bayılıp deli gibi fotoğraflarını çektik; ki gerçekten masallardan fırlamış gibiydi...
Üstü kapalı balık pazarı adanın en otantik yerlerinden biri… Biz de akşam yemeğimizi bu meşhur pazardaki lokantalardan birinde yedik.



Aegina, Kazancakis’in ünlü romanı Zorba’yı kaleme aldığı yer… Evi ziyaret edilebiliyormuş ancak ben sonradan öğrendim. Artık bir dahaki sefere diyorum... O zaman dükkanlar da açık olur umarım...


Mucize - R.J. Palacio

"Kaderinde Sıradışı Olmak Varsa Sıradan Kalamazsın…Merhaba, adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur."



Pegasus Yayınları'ndan çıkan "Mucize" kitabı, bir solukta okunan oldukça insancıl ve naif bir roman...
 Okudukça pamuklara sarıp sarmalamak ve bağrıma basmak istediğim August, milyonda bir meydana gelebilecek, gen ve kromozomlarında oluşan bir bozukluk nedeniyle yüzünde fiziksel bir arazla doğmuştur. On yaşına kadar okula gidemeyen ve evde eğitim alan August, beşinci sınıfta Beecher Ortaokulu'na kabul edilir. "Normal" çocukların gittiği "normal" okulda,  August, yüzündeki anormallik nedeniyle tüm dikkatleri üzerine çeker... Aslında Auggie de tam anlamıyla normal bir çocuktur. StarWars hayranıdır, iyi bir xbox oyuncusudur, dondurmaya bayılır, ailesinin göz bebeğidir, sevgi dolu bir kalbi vardır, köpeği Papatya ise onu diğer insanlardan ayırt etmeyen tek canlıdır bu dünyada...
Yazar, bu korkunç görünüşlü çocuğun hikayesini altı değişik perspektiften anlatmış. Önce kendi ağzından, sonra kız kardeşi Via, onun erkek arkadaşı Justin, August'un en yakın arkadaşları Jack ve Summer ve ablasının en yakın arkadaşı Miranda'nın ağzından... 
Kitap aslında Auggie'nin okuldaki ilk senesini konu ederken, onun tüm hayatı boyunca yaşadığı zorluklar, her ortamda bir yaratık gibi karşılanması, kendini sadece cadılar bayramında ve dışarı çıkarken taktığı astronot maskesiyle rahat hissetmesi, herkesin ondan korkması, ilk görenin yüzüne dehşetle bakması ve bu dünyada kendini sadece köpeğinin "normal" bir çocuk olarak görmesi, ailesinin üzerine sürekli titremesi ve ablası Via'nın sürekli ikinci plana atılmaktan dolayı serzenişleri de çok başarılı bir şekilde anlatılıyor...
Ben kurgusunu çok sevdim. Uzun süredir okuduğum en mükemmel kitaptı diyebilirim... İyi ve kötü tüm duygular oldukça gerçekçiydi... Sadece kitabın adını pek sevmedim. Kimse adına bakıp kitabın sonunda aptalca bir mucize beklemesin. Her şey olması gerektiği gibi sonlanıyor...  Aslında kitabın orijinal adı "Wonder" yani "dünya harikası" yani eşittir "August"...
 Bu arada ben okurken gözyaşlarıma hakim olamayıp bir ara ağlamaktan katılıp kalacağımı filan düşündüm... Ancak buna bakıp da sakın okumamazlık etmeyin... Hadi çabuk olun... Çok şey kaçırıyorsunuz...

Wonder








2 Mayıs 2016

Sanrı - Tuğba Sarıünal


Tuğba Sarıünal'ın "Sanrı" isimli romanı tesadüf eseri kütüphanemize girdi. Manken ve oyuncu olan, aynı zamanda da sağlık konusunda eğitimi bulunan yazar 2014 yılında çıkardığı bu kitapla çok satanlar listesine de girmiş.
Kitap, konusuyla şizofren bir matematik profesörünün konu edildiği "Akıl Oyunları" filmini andırıyor. Polisiye romanın kahramanı şizofren bir doktor olan Tamer kanser ilacı araştırmaları konusunda uzman. Ancak bir gün aşırı doz kemoterapi ilacı verdiği 15 yaşındaki hastası Deniz'in ölümüyle önce hapishaneye girip hastanede çalışması yasaklanıyor daha sonra da Deniz'in hayalinin hayatına girmesiyle baskın durumdaki şizofreni hastalığı ortaya çıkıyor. Hastanede gördüğü 6 aylık tedavinin ardından karısıyla yaşadığı hayata geri dönse de yeni yaşamında hastalığının izleri onu yalnız bırakmıyor. 
Oldukça akıcı dilde yazılan kitabı yarım gün içinde bitirdim. Sabun köpüğü gibi bir roman... Fi, Çi ve Pi roman üçlemesini andırıyor. Edebi değeri çok yok ama insanda merak uyandırıyor. Polisiye olaylar kendi içinde epey kopukluklar gösteriyor; ben hepsinin sorumlusunun Tamer olduğunu düşünürken maalesef o da hazin bir sonla kitabı sonlandırdı...



1 Mayıs 2016

Evim Her Yer Evim - Lynne Martin




Geçtiğimiz hafta rutin Kadıköy sahaflar turumu yaparken bu kitabı Penguen Kitabevinde az satan kitaplar kısmında 5 TL'ye buldum - ki sahaflarda bile böyle ucuz kitaba oek rastlanmıyor.- Arka kapaktaki konu epey ilgi çekiciydi. Lynnee ve Tim evlerini satıp hayatlarının geri kalanını gezmeye ve görmeye adamış bir çift. Sadece birkaç bavulla yollara düşüp Arjantin, Meksika, Türkiye, Fransa, İtalya, Britanya, İrlanda, Fas ve Portekiz'de sayısız ev ve otelde konaklayıp yeni dostlar ediniyorlar. 




Çiftin en önemli özelliği yıllar önce sevgili olup ayrılmış olmaları ve kendi hayatlarını yaşadıktan sonra -tam 35 yıl- tekrar bir araya gelip evlenmeleri ve 70 yaşından sonra böyle bir maceraya kalkışmaları... Çift, "hayatı sakın ertelemeyin" diyor. 70'ime geldim, hayatımı yaşadım ve bitti, artık ihtiyarım, şimdi ölümü beklemeliyim fikri yerine sağlığın el verdiği sürece daha hayat bitmedi, görecek çok şey var diyor.
İlk önce Lynne'nin gezi blogu olarak başlayan yazılar, daha sonra günlük yazı olarak Wall Street Jornal 'da yayınlanmış. Çift, birçok kişiye örnek olmuş... Ben de kitabı birirdiğin gibi bloglarına ve facebook sayfalarına baktım hala oldukça genç ve dinamik görünüyorlar:)



Gezdikleri yerlerin Meksika, Arjantin ve İrlanda kısımları hariç her yerini ben de gördüm. Doğrusu yazılar oldukça akıcı ve özellikle oraları bilenler için çok keyifli... Yalnız Türkçe çeviri biraz aceleye gelmiş herhalde bol miktarda yazım hatası ve cümle düşüklükleri biraz can sıkıcı olmuş. 
Martin çiftinin Türkiye ile ilgili güzel izlenimleri ise beni çok mutlu etti... Güzel bir gezi kitabı... Benim için de ayrıca çok ilham verici; hepiniz biliyorsunuz ki teknemizle yaptığımız seyahatleri ben de günlük olarak www.moshonisandus.blogspot.com 
adresinden paylaşıyorum...
Martinlerin blog adresi ise


http://homefreeadventures.com


 Home Sweet Anywhere