1 Şubat 2012

Zenne




"Zenne ", 48.Altın Portakal Ödül töreninde aldığı 5 ödülle ilgimi çekti... Filmin etkileyici fragmanı ve daha gösterime girmeden yayılan acıklı hikayesi, gitmek için iyi bir bahane oluşturdu... Ahmet, eşcinsel, Urfalı bir genç, okumak için İstanbul'a gelmiş; ailesi Ahmet'in "kızsal" davranışlarından şüphelenip peşine hem bir hemşehrilerini takmış, hem de kız kardeşini yanına yollamış. Annesi de bir gölge gibi takipte... Ahmet'i bekleyen hayat belli; okulunu bitirecek, askere gidecek, Urfa'ya dönüp babasının işini devralacak, evlenecek ve annesine torun verecek... Ahmet, kendisini biran bile rahat bırakmayan hemşehrisinden kaçtığı bir akşam, yine kendisi gibi eşcinsel olan ve gece klüplerde dans edip gündüz falcılık yapan Can ile tanışır. Can, teyzesiyle yaşamaktadır, asker kaçağıdır, babası güneydoğuda şehit olmuş, ağbisi askerde benliğini yitirmiştir. Annesi ağbisi ile İzmir'de yaşar, oğlunun cinsel tercihi onu hiç rahatsız etmez; yeter ki oğlu mutlu olsun. Fotoğrafçı olan Daniel, Can'ı bir gösterisinde çok beğenir, geleneksel Zenne kıyafetleriyle fotoğraflarını çekmek ister. Bu vesile ile Ahmet ve Daniel yakınlaşırlar ve birlikte yaşamaya başlarlar. Ahmet ve Can, bin bir zorlukla askeriyeden pembe teskerelerini alırlar. Daniel Ahmet'ten ailesine karşı dürüst olmasını ister. Ahmet, eşcinsel olduğunu babasına telefonda söyler, dürüstlüğün sonu ölümdür...


Zenne, çok popüler olmayan oyuncular ve yönetmenler tarafından başarı ile çekilmiş bir film. Zenne Can'ın, yarı gerçek, yarı düş ürünü dans sahnelerinde inanılmaz bir görsel zenginlik var. Homofobik toplumumuzda, eşcinsel bir karakter, filmlerde sadece "gülünecek ve eğlenilecek", dilinden "ay ayol" lafları düşmeyen tipler olarak karikatürize edilir... Toplumumuzun çoğu da bu tiplemelere kahkahalarla güler ve yakın çevresinde bir eşcinsel olacak, arkadaşı eşcinsel olacak, ailesinden biri eşcinsel olacak diye deli gibi korkar. Bu film, eşcinsellere bakış açısında bir nebze etkili olur umarım... Onlar çoğunlukla, biz "normallerden" daha insan çünkü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder