Araf - Sofie Oksanen

Estonya'nın Sovyetler Birliği'ne katıldığı 1940'lı yıllar, ülkeden sürülen ve yaşamları zorlaşan yurtseverler, bölünen aileler, aynı adamı seven iki kız kardeş, kıskançlıklar, bitmeyen sorgular, tecavüzler...  

Alliede Truu,1990'lı yıllara kadar süren Estonya'nın bu dönemini, Sovyet yanlısı kocası sayesinde atlatır. Ancak çok iyi geçinemediği kız kardeşi ve yeğeni, herkesin öldü bildiği paylaşılamayan erkek Hans'ı bırakarak ülkeyi terk etmek zorunda kalırlar. Alliede'ye ise Hans'ı,- aşkından öldürdüğü güne kadar- saklamak kalır. 

Zara, kendisini seks kölesi yapmak isteyen Rus mafyasından kaçarak Alliede'nin yalnız yaşadığı eve sığınır. Yaşlı kadın, nedensizce ona inanır ve Ruslardan saklar, kaçmasına yardımcı olur. Ancak Zara'nın Alliede'ye sığınması tesadüf değildir çünkü bu ev, anneannesinden yıllarca dinlediği Estonya'daki evleridir ve Alliede de anneannesinin kız kardeşidir. 

Estonyalı yazar Sofie Oksanen'in iki dönem arasında gidip gelen, mektuplarla pekiştirilen öyküsü Estonya tarihine ve Sovyet rejimini zamanına merak uyandırıyor. Hikayede bazı bölümler askıda kalsa da, -Zara, çalışmak için evden ayrılmışken neden ve nasıl bir seks kölesi haline gelmiştir? Alliede, kasabada neden hala gençler tarafından taşlanma tehlikesi altındadır? - "Araf", heyecanla okunan bir kitap...

Pusdistus

Bugüne bugün 42 yaşındayım...

Bugün benim doğum günümdü. Tam 42 sene 1 gün 30 dakikadır bu dünyadayım... Bugüne kadar öğrendiğim en iyi şey: Hiçbir şey sonsuza dek iyi gitmediği gibi kötü de gitmez, her kötü gün ve kötü hissin ardından mutlaka istemesen de iyi günler, sebepsiz mutluluklar, Tanrı'ya gözlerin dolarak şükrettiğin çok güzel anlar gelir... Bu mutluluğu bazen bir kedinin sıcaklığında, bazen yeni doğan ayın büyüleyici ışığında, bazen eski ve sevdiğin bir dostun telefonunda, bazen çok sevdiğin bir şarkıda bulabilirsin... Mutluluk bu: Ne zaman kapını çalacağı belli olmaz... Bazen en sevdiklerini kaybetsen de, bilirsin ki onlar artık her yerdedir ve bir gün kendini "iyi ki o benim babammış ne mutlu ki onu güzel anlarıyla anıyorum" derken bulursun ve burnunun ucu sızlar; acının şekli gün be gün değişir... Tanrı her acıya dayanmanın bir yolunu bulur... 

Dibe vurduğun anlar, bil ki gelip geçicidir, size sadece sabredip o anın geçmesini beklemek kalır... Annen ve baban seni çok sever, kardeşin seninle bir bütünü oluşturur... 

Ve her şeye rağmen hayat yaşamaya değerdir...

Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları:SU - Buket Uzuner

Uyumsuz Defne Kaman'ın hikayesiyle, yaradılışın 4 temel ögesi Su, Ateş, Toprak, Hava temalarının üzerine yazılan serinin ilk kitabı "SU", bir çırpıda okunan bir eser... Okunurken de Kutadgu bilig ve Türklerin eski dini Şamanizm ile ilgili bilgiler sunuyor... 

Aktivist ve çevreci gazeteci Defne Kaman, en son Kadıköy vapuruna binerken görülür ve ortadan kaybolur. Kayboluşunun 40. gününde, Şaman anneannesi, kendisiyle yüzde yüz zıt kızkardeşi ve kendisini benimsemeyen annesi karakola başvururlar. Yıllık iznini kullanmak için gün sayan Alevi komiser Ümit, bir şekilde bu kayboluş hikayesinin içinde kaybolur. Ailesinden uzaklara kaçan sırlarla dolu Sahaf Semahat ile beraber Şaman Anneannenin etki alanına girerler. Komiser, kendisini, Defne Kaman'a akrabası kadar yakın hisseder. En sonunda düğümler çözülür; Defne Kaman, kocası tarafından taciz edilen bir kadın hakkında yazdığı yazı dizisi yüzünden, canavar koca tarafından ölümüne kovalanmış ve adamın bulunmasıyla ortaya çıkmıştır.

Buket Uzuner, bu kitabında eski kitaplarının kahramanlarını da anmadan edememiş.. Şamanizm, Alevilik, Kutadgu bilig üçgeni içinde okuyucuyu bu konularda bilgi sahibi olmaya yönlendiriyor. Diğer üç kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.