Woody Allen'in 2008 yılında "Vicky Cristina Barcelona" filmi ile başlayan Avrupa şehirleri temalı filmleri 2011'de "Midnight in Paris" filmiyle devam ederken 2012'de "To Rome With Love" ile üçlüyor. Woody Allen, her zaman zekası ve insan ilişkilerini çok iyi anlatan filmleriyle benim favori yönetmenlerimden olmuştur. Çevremde -eşim de dahil olmak üzere- bu adama dayanamayan çok kişi var; onu geveze, sıkıcı ve şapşal buluyorlar....
Dün gece "To Rome With Love" filmindeydik. tabii yine koca sinemada iki çifttik. Bizim seçtiğimiz filmlerde bu hep yaşanan bir durum. Allen yine ünlü oyuncularla, Roma'nın turizm elçisi kıvamında, şehrin tüm güzelliklerini sergiliyor. Roma'ya gelmiş Amerikalı bir turist kız, genç ve yakışıklı İtalyan erkeğine yol sorar, ilişkileri nişanlanmaya kadar gider, kızın anne ve babası damadın ailesiyle tanışmak için İtalya'ya gelir, opera direktörü olan baba, damadın babasını opera söyletmek üzere sahneye çıkarır, Amerikalı bir mimar daha önce yaşadığı Roma sokaklarında bir gezintiye çıkar, genç bir mimarla tanışır, genç mimar, Amerikalı kız arkadaşı ile birlikte sakin bir hayat sürerken aralarına kızın Amerikalı aktrist arkadaşı girer, sıradan bir aile babası birden tüm şehrin ilgilendiği ve peşinden koştuğu ünlü bir kişiye dönüşür, Roma'ya çalışmak üzere gelen genç çift, bir aktör ve bir fahişe ile birbirlerini aldatır. Konular, sabun köpüğü gibi, parlar, söner geçer, geriye filmden hiçbir şey kalmaz...
Saygı duyduğum yönetmen Allen'ın en sıkıldığım filmi oldu "To Rome With Love". Belki bu tarz filmler yapmaya devam edecek ve sırada hangi şehirler olacak bilmiyorum ama hikayelerin bir kısır döngüye girip bir müddet sonra tekrarlamaya başlayacağı aşikar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder