Dün tesadüf eseri Kozzy'de öğle yemeği yerken E.S.E.K. Tiyatro Topluluğunun oynadığı "3.Türden Yakın İlişkiler-Başlangıç" oyununa bilet aldım. Ne yazık ki bir sürü boş yer vardı. Tiyatroya olan bu ilgisizliğe bir mana veremiyorum.
Oyun, yazarı olan Uğur Uludağ'ın beyninin içinde geçiyor. Dekorun en önemli parçası da bir beyin. Sahnenin sağ köşesinde de oyunu hem yazan hem de sessiz sinema naifliğinde oynayan Uğur Uludağ var... Oyunda Uğur Uludağ‘a Barış Ataş, Demet Şaşmaz, Yosi Mizrahi, Doğa Rutkay, Hakan Bilgin, Yağmur Kaşifoğlu, Funda Pelin Kurt ve Melisa Doğu eşlik ediyor. Dekor ve kostüm ise Barış Dinçel.
Beynin içinde bir komutan, bir sanrı, bir öğretmen, bir maço, bir gay, bir sevilecek kadın, libido, muhtelif sevgililer var... Hepsi birden konuşup, tartışıp Uğur Uludağ'a yazamadığı romanını yazdırmaya çalışırlarken karşılıklı olarak birbirlerini deli ediyorlar...
İlk perdede, yazarın yazma denemeleri eşliğinde, Yosi Mizrahi ile interaktif bir tiyatro sergileniyor. Dün geceki oyunda, seyirciler içinde Behzat Uygur da vardı. Uğur Uludağ, oyunu yazarken aynı zamanda ekranda da yazılanları okuyoruz. "Yosi sağ kapıdan içeri girer...Güler...Ağlar...Seyircilerin yanına iner...Jaws taklidi yapar...2.sırada oturan Behzat Uygur'dan en iyi Jaws taklidi için övgü bekler...Karşılığında para ister...Dansözlük yaparak parayı alır...Koşarak yazara getirir..." Sonrası daha komik Uğur Uludağ paranın sahte olup olmadığını kontrol etti ve "Nejat Abi olsa daha çok verirdi...Neyse bu da idare eder..."yazdı... Bu sahnenin her oyunda, değişik senaryolarla tekrarlandığını da duydum...
Yosi Mizrahi, maço-eşcinsel gelgitleriyle bir numaraydı...Doğa Rutkay, son derece sinir bozucu sevgili rolünde yazarın beynini en son noktasına kadar didikliyor. İyi çene var vallahi Doğa'da... Hakan Bilgin, başarılı doğaçlamalarıyla ve öz eleştirisini yaptığı oyunculuğuyla, tam bir profesyonel...Yağmur Kaşifoğlu Uludağ'a gelince, zarifliğine tezat erkeksi kız rolü ve gerçek hayatta eşi olan Uğur Uludağ'a yaptığı evlilik tarifi ile çok şeker... Uğur Uludağ ise tam bir fenomen, hem ön planda, hem kendini tüm çıplaklığıyla sergiliyor, hem hiç konuşmadan mimikleriyle çok iyi bir oyunculuk sergiliyor ( bir ara içtiği viskilerden gerçekten sarhoş oldu zannettim ya da gerçekten sarhoştu:) ), aynı zamanda da bitişte, selam anında geride kalmayı düşünecek kadar da oyuncusuna saygılı...
Çok eğlendim, çok güldüm, çok düşündüm, bazı yerleri oyunun seri akışı içinde anlamakta güçlük çektim ama çok da beğendim. Bence %20 dolu salona değil, ful salona oynamayı hak eden bir oyun...
Çok eğlendim, çok güldüm, çok düşündüm, bazı yerleri oyunun seri akışı içinde anlamakta güçlük çektim ama çok da beğendim. Bence %20 dolu salona değil, ful salona oynamayı hak eden bir oyun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder