12 Şubat 2013

Grinin, Karanlığın, Özgürlüğün Elli Tonu - E.L.James


Ben çocukken resimli İtalyan Aşk Fotoromanları, çocukluktan kurtulurken de Beyaz Dizi aşk romanları vardı. Her iki türün de hiçbir zaman iyi bir takipçisi olmadım. Yoğun ve bayıcı aşk kokan kitaplar da filmler de beni bunaltır. (Bu giriş Sevgililer Günü zamanında pek uygun olmadı galiba:)) Bu tip romanlarda, sevimli, güzel sayılabilir, zeki ama hafif şapşal kız, muhakkak ki çok zengin, çelik bakışlı, renkli gözlü, sert, sportif ve muhakkak ki çok yakışıklı erkekle karşılaşır. Yıldırım aşkıyla birlikte bir dolu mutlu ve mutsuz olay yaşanır, yanlış anlaşmalar olur, ancak sonunda mutlu son ve evlilik olmazsa olmazdır.
İşte bana bu kitapları aratmayan Grinin Elii Tonu üçlemesini okumak 40 yaşından sonra nasipmiş:) Açıkça ifade etmem gerekirse, kitabın inanılmaz başarılı reklamı ve pazarlama tekniği bu kitabı okumamdaki başlıca neden oldu. Yazın neredeyse Temmuz ayından beri yapılan reklamlar, ilanlar ve bir çok İngiliz teknesinde gördüğüm, kitabı elinden düşürmeyen İngiliz hanımlar, merakımı ta o zamandan beri cezbetti. Bu inanılmaz pazarlama tekniği için Pegasus Yayınlarını gerçekten tebrik ediyorum...
Asıl adı Erika Leonard olan İngiliz yazar E.L. James, eski bir televizyon programcısı...Kitap 37 dile çevrilmiş ve tüm dünyada 40 milyondan fazla satmış. Orta yaş bunalımına giren yazar, yazdığı erotik dozu fazla, sabun köpüğü kıvamında romanla, pek çok eve girmiş. Filmi de çekilen kitabın yazara daha çok paralar kazandıracağı kesin...
Seri, Grinin Elli Tonu kitabıyla başlıyor. Anastasia Steele, 20'li yaşlarının başında edebiyat bölümü son sınıf öğrencisi. Bir gün yolu, inanılmaz yakışıklı ve zengin iş adamı Christian Grey ile kesişiyor. Steele, basit bir okul röportajı için gittiği Grey'in etkisine hemen giriyor... Christian Grey, 26 yaşlarında, kendi işi, evi, yatı, jeti, helikopteri, R8'i var, feci ötesi zengin, neredeyse günde milyon dolarlar kazanıyor (dünyada böyle kaç tane zengin var ki...), çok yakışıklı, çok korumacı, çok sportif, tek kötü huyu sadistin önde gideni olması... Ama bunun da nedenleri var zavallı Grey, daha minicik bir çocukken sarhoş fahişe annesinin ölümüne tanık olmuş, annesinin bağımlı ve serseri arkadaşlarından türlü işkenceler görmüş. Çok zengin, bu tip sorunlu çocukları evlat edinen hayırsever ailesi tarafından evlat edinilince yeni bir hayata başlamış, bugünkü kimliğini bulana kadar da sadist bir kadınla birlikte yaşadığı ilişki sonucu, dünyanın ağırlığından "efendilik" yaparak ve kendine "itaatkarlar" bularak kurtulmuş. Ama Grey nedense şapşal bakire Anastasia Grey'e aşık oluyor ve onu kendine köle yapmak isterken birden onun kocası olup iyi bir aile babasına dönüşüyor. Üç kitap ve toplam 1920 sayfadan oluşan roman tamamen bu hikayenin arasına bolca serpiştirilmiş (bir tanesini okumanız yeterli...) ve beni oldukça sıkan pornogrofik sayılabilecek bol erotizmden ibaret... 
Kitabın son 20 sayfaya kadar olan kısmı, Anastasia'nın ağzından anlatılıyor. Bence 1920 sayfanın en güzel bölümü, Christian Grey'in gözünden anlatılan ilk evlat edinilme, ilk noel, ilk ilişki ve Anastasia hakkındaki ilk izlenimler kısmı. Sanki burası başka bir yazar tarafından kaleme alınmış ve bence hoş bir son olmuş...
Bu seriyi okuyun okumayın hiçbir yorumda bulunmayacağım ama merak ettiyseniz geri kalmayın, belki de seversiniz...



Fifty Shades of Grey

Fifty Shades Darker

 Fifty Shades Freed



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder