18 Temmuz 2013

Kardeşimin Hikayesi - Zülfü Livaneli


Söz konusu yazar, sanatçı, yönetmen, besteci, yorumcu Zülfü Livaneli ise ne yapsa benim beğeneceğim kesindir diyerek aldım son kitabını... 
"Kardeşimin Hikayesi", İstanbul'a çok da uzak olmayan eski bir Rum balıkçı köyü olan, Karadeniz kıyısındaki Yalıköy-Podima'da geçiyor. Ahmet Arslan, 60'lı yaşlarında emekli bir inşaat mühendisidir. Annesi ve babasını daha 10 yaşındayken bir trafik kazasında kaybeder. İkizi Mehmet ile birlikte Ankara'daki anneanne ve dedelerinin yanına giderler ve burada eğitimlerini tamamlarlar. İkisi de ODTÜ'den mezun olur. Çalışmak için ENKA firmasıyla Rusya'ya giderler. Burada Mehmet, Rus bir kıza aşık olur. Tercüman aracılığıyla aşkını yaşadığı Olga ile yaptığı bir hafta sonu gezisi sırasında tutuklanır ve tam 1,5 yıl sefil bir halde hapis yatar. Mehmet'in tek suçu Muhammed Arslanov isimli Çeçen teröristle aynı adı taşımasıdır.
Ahmet Arslan, Podima'daki evinde adeta bir inziva hayatı yaşamaktadır. Komşuları Arzu ve Ali ile eve gelen yardımcısı ve onun zeka özürlü oğlu dışında kimselerle görüşmez, tokalaşmaz, son derece gıcık davranışlar sergiler.
Bir gün, verdikleri bir davet sonrası Arzu öldürülür. Şüpheliler arasında Arzu'nun arada bir ziyaret ettiği Ahmet Arslan da vardır. Olayı araştırmaya çalışan genç bir gazeteci kızla yıllar sonra ilk defa insani duygular paylaşır. Ona kardeşinin hikayesini anlatır. Ancak bu olay onu geçmişiyle yüzleştirecektir. Teselliyi kendi yarattığı "sevgili"nin kollarındaki ölümde bulur. 
Aslında konuyu biraz da merak uyandırmak için ve yazara saygısızlık olmasın diye tüm açıklığıyla anlatamadım. Livaneli, bu kez psikolojik bir roman yazmış. Son dönemde moda olan eş cinsellik temasına da değinmeden edememiş. Kitabın sonundaki mektup ve mahkeme kararı ile her şey açıklığa kavuşuyor. 
"Kardeşimin Hikayesi" için Livaneli'nin en iyi kitabı diyemeyeceğim ama tüm kitap boyunca kitaplara aşık bir adam olduğunu bana derinden yaşattı. Bu keyif için ona sonsuz teşekkür ederim.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder