25 Şubat 2017

Hacksaw Ridge / Savaş Vadisi



Bu sene Oscar adayı filmlerde gerçek hikayelere çok yer verilmiş. Lion, Hidden Figures gibi Hacksaw Ridge’nin hikayesi de gerçek bir olaya dayanıyor. ABD’nin 2. Dünya Savaşına girmesiyle Desmond T. Doss orduya gönüllü olarak yazılır. Ancak dindar biri olan ve çocukluğunda babasının evdeki şiddetinden dertli olan Doss, eline silah almayı kesinlikle reddeder. Bu tavrıyla hem ordudaki arkadaşları hem de komutanları tarafından tepki görür ve askeri mahkemeye çıkar. Mahkeme sonucunda haklı bulunur ve savaş alanında sadece yaralıların kurtarılması için çalışır. ABD- Japonya Savaşı sırasında hiç silah kullanmadan tam 75 askeri kurtarır ve Başkan Truman tarafından Onur Madalyası’na layık görülür.
Mel Gibson’un 2006 yılında çektiği Apocalypto filminden on sene sonra yönetmenlik koltuğuna oturduğu film, En İyi Film, En İyi Yönetmen ve hatta En İyi Erkek Oyuncu kategorileri de içinde olacak şekilde tam altı dalda Oscar’a aday.
Film oldukça kanlı sahneler içeriyor. Savaş, tüm gerçekliğiyle seyircinin gözüne gözüne sokulurken kopan bacaklar, parçalanan bedenler, fareler tarafından yenen ölüler dehşeti daha da besliyor. Bu arada mantıksızlıklar da yok değil. Mesela kahraman askerimizin bombayı smaçla karşılaması, Japonların vadinin dibindeki Amerikan askerlerine bomba atmayı ya da yukarı tırmandıkları halatı kesmeyi akıl edememeleri, eline silah almayı reddetmesine rağmen savaşı destekleyip katılmak için hevesli olması gibi…
Filmin başrolünde yer alan ve nedense bende şapşal bir tip imajı uyandıran Andrew Garfield, neden ve nasıl En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adayı oldu bilinmez ama  Doss’un babasını canlandıran Hugo Weaving ve annesini oynayan Rachel Griffiths’in başarılı oyunculuğunu takdir etmeden geçemeyeceğim.

Yine Amerikan Ordusu’nun kahramanlıklarını yücelten, abartı dolu bir savaş filmi. Filmin ırkçı söylemlerinden sabıkalı biri olan Mel Gibson tarafından yönetildiği de düşünülürse abartının birkaç kat daha arttığı görülüyor. Hele o Doss'un dua ettiği ve tüm askerlerin hücum için duanın sonlanmasını beklediği sahne beni hepten irrite etti diyebilirim. Savaş filmlerini seviyorum ancak bu denli klişe olanlarını asla... Bence filmin Oscar konusunda da şansı yok denecek kadar az... Savaş filmi meraklıları izleyebilir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder