Stephen King bu romanında, 1958-63 Amerika'sına ışık tutarken o yılları yaşamış kadar oluyorsunuz. Jake Epping, edebiyat öğretmenidir. Yakın dostu lokanta sahibi Al Templeton, bir gün onunla en önemli sırrını paylaşır. Al, kanser hastasıdır ve çok az ömrü kalmıştır, lokantasının kileri ise bir tavşan deliğine (rabbit hole) açılmaktadır. Al, tesadüfen keşfettiği bu delikten geçince kendini hep 1958 yılında bulmuştur. Geri döndüğünde ise şimdiki zamandan sadece 2 dk. ileriye döner. Al, bu günkü dünyanın kötülüklerini, 1963 yılındaki Kennedy suikastına bağlamaktadır. Tüm gayreti 1958 yılından 23/11/1963 tarihine kadar olan süre içinde eskinin Amerika'sında yaşayıp suikaste engel olmaktır ama tarih hep direnir ve Al başaramaz. Bayrağı Jake'e devretmeye karar verir ve onu ikna eder. Jake birkaç sefer tavşan deliğinden geçer ve tarihe basit müdahalelerinin nelere yol açtığını görür. Sıra suikastı önlemek için gitmeye gelir. 60'lı yılların Amerika'sında kendine yoktan bir kimlik yaratır, hatta aşık bile olur... Kendi halinde edebiyat öğretmeninin yeri geldiğinde, kötülerle savaşmak için cani bir katile dönüştüğünü görürüz. Suikastı önleyen Jake, günümüze döndüğünde, nükleer savaştan bitik, renksiz bir dünya bulur. En son olarak delikten yine geçer ve her şeyi sıfırlar...
Stephen King, herkesin inanmakta zorluk çekeceği zamanda yolculuk hakkında yazmış, her ne kadar ütopik olsa da beni 816 sayfa soluksuz okuttu... Sadece Saddy ile yaşadığı yıllar biraz aşk romanı gibi fazla kaçmış ve baymış, gerisi ise şahane... King ile geçmişe inandırıcı ve gerilimli bir yolculuğa çıkarken, Kennedy suikastına ve Oswald ailesine tarihi bir çerçeveden bakıyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder