Tolstoy’un ölümsüz eseri Anna Karanina’nın konusuna aşina
olmayan yok gibidir. Eser, sayısız kere beyaz perdeye aktarılırken, hikaye,
nesilden nesile kitabı okuyamamış olanlar tarafından bile bilinir. Olay, 1874 yılının
Rusya’sında geçer… Anna Karanina, siyasetçi kocası ve oğlu ile, St. Petersburg’da
çok iyi konumda bir hayat sürmektedir. Erkek kardeşinin ailevi bir sorunu için
gittiği Moskova’da, genç subay Vronsky ile tanışır. Vronsky’nin Anna’nın
peşinden St.Petersburg’a gelmesiyle aralarında yasak bir aşk başlar. Anna, tüm
sosyeteyi ve ailesini karşına alır ve bu ilişkiyi sonuna kadar yaşar. Son ise
bir trenin altındadır…
Anna Karanina filminde üç başrol var:
Keira Knightley – Anna Karenina
Jude Law – Alexei Karenin
Aaron Taylor-Johnson – Count
Vrosky
Ben genel olarak Keira Knightley’den ve oyunculuğundan pek hoşlanmasam da, bu filmde Anna rolüne çok uygun olmuş diyebilirim. Jude Law, ne oynarsa oynasın her rolün hakkını verir. Vrosky ‘e değinmek bile istemiyorum çünkü oldukça itici ve sinir bozucuydu.
Ben genel olarak Keira Knightley’den ve oyunculuğundan pek hoşlanmasam da, bu filmde Anna rolüne çok uygun olmuş diyebilirim. Jude Law, ne oynarsa oynasın her rolün hakkını verir. Vrosky ‘e değinmek bile istemiyorum çünkü oldukça itici ve sinir bozucuydu.
Yönetmen Joe Wright ve senaryo yazarı Tom Stoppard, filme ilginç bir yorum getirmişler. Film, dönemin Rus tiyatrosu sahnesinde başlıyor. Zaman zaman tiyatro seyircileri, filme dahil oluyor, sahneler, arası geçişler tiyatrodaki sahne değişimlerini anımsatıyor. Esas sahneden uzaklaşma, bir tiyatronun kulisi gibi, 1. Kat, 2. Kat, aşama aşama gerçekleşiyor. Kulis arkasına geçen oyuncu, bir sonraki sahneye dahil oluyor. Ne kadar anlatırsam anlatayım bu teatral ve fantastik şöleni gözünüzde canlandırmam mümkün değil. Birazdan sıkılıp benim saçmaladığımı düşüneceksiniz. Açıkçası film, klasik bir tekrar olsaydı asla izlenmeye değmezdi. Bence bu modern ve ilginç Anna Karanina uyarlamasını kaçırmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder