31 Aralık 2012

Anna Karanina


Tolstoy’un ölümsüz eseri Anna Karanina’nın konusuna aşina olmayan yok gibidir. Eser, sayısız kere beyaz perdeye aktarılırken, hikaye, nesilden nesile kitabı okuyamamış olanlar tarafından bile bilinir. Olay, 1874 yılının Rusya’sında geçer… Anna Karanina, siyasetçi kocası ve oğlu ile, St. Petersburg’da çok iyi konumda bir hayat sürmektedir. Erkek kardeşinin ailevi bir sorunu için gittiği Moskova’da, genç subay Vronsky ile tanışır. Vronsky’nin Anna’nın peşinden St.Petersburg’a gelmesiyle aralarında yasak bir aşk başlar. Anna, tüm sosyeteyi ve ailesini karşına alır ve bu ilişkiyi sonuna kadar yaşar. Son ise bir trenin altındadır…
Anna Karanina filminde üç başrol var:

Keira Knightley – Anna Karenina

Jude Law – Alexei Karenin

Aaron Taylor-Johnson – Count Vrosky

Ben  genel olarak Keira Knightley’den ve oyunculuğundan pek hoşlanmasam da, bu filmde Anna rolüne çok uygun olmuş diyebilirim. Jude Law, ne oynarsa oynasın her rolün hakkını verir. Vrosky ‘e değinmek bile istemiyorum çünkü oldukça itici ve sinir bozucuydu.

Yönetmen Joe Wright ve senaryo yazarı Tom Stoppard, filme ilginç bir yorum getirmişler. Film, dönemin Rus tiyatrosu sahnesinde başlıyor. Zaman zaman tiyatro seyircileri, filme dahil oluyor, sahneler, arası geçişler tiyatrodaki sahne değişimlerini anımsatıyor. Esas sahneden uzaklaşma, bir tiyatronun kulisi gibi, 1. Kat, 2. Kat, aşama aşama gerçekleşiyor. Kulis arkasına geçen oyuncu, bir sonraki sahneye dahil oluyor. Ne kadar anlatırsam anlatayım bu teatral ve fantastik şöleni gözünüzde canlandırmam mümkün değil. Birazdan sıkılıp benim saçmaladığımı düşüneceksiniz. Açıkçası film, klasik bir tekrar olsaydı asla izlenmeye değmezdi.  Bence bu modern ve ilginç Anna Karanina uyarlamasını kaçırmayın. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder