29 Nisan 2014

Hırvatistan - Istra Bölgesi

Bu bizim Hırvatistan'a tam 4. seyahatimiz. İlk kez 2006 yılında Dubrovnik'ten Hvar ve Bol adalarına kadar uzanan, araba kiralayarak yaptığımız yaz tatilinden sonra, 2009,2010 ve 2013 yıllarında da Zagrep ve Istra bölgesine yaptığımız seyahatlerle bu ülkeyi daha da çok sevdik. Bize yakınlarımız "Bu ülkede ne buluyorsunuz? Neden sürekli oraya gidiyorsunuz?" sık sık soruyorlar. Öncelikle, insanların sıcaklığı, rahatlığı, modernliği... Kıyılarının ve denizinin eşşiz güzelliği (Bu güne kadar girdiğim en vahşi, en soğuk ve en mavi deniz)... Menülerinde çok fazla çeşit olmasa da Akdeniz yemeklerinin her türlüsünü, deniz ürünlerinin, balığın her türlüsünü bulmanız... Şarabın envai çeşidi ve hemen hemen hepsinin lezzetli çıkması... Çok iyi korunmuş köyler, kasabalar, İtalyan izleri ve buralarda Avrupa'da olduğunuzu hissetmeniz. Türkleri çok sevmeleri ve Türk dizilerine bayılmaları ( Son gittiğimizde Asi ve Muhteşem Yüzyıl favorileri idi)... Ayrıca da Türkiye'de yaptığınız tatillerden bile daha uygun fiyatlı olması...
Bu fotoğrafı tabii ki benim çekmem mümkün değil:)

Rovinj, Istra bölgesinin turistik olarak en gözde şehirlerinden biri. Tarihi yarımadası ve buraya bağlanan dar, çok iyi korunmuş sokaklarıyla, her gittiğimde tekrar tekrar fotoğrafını çekmeye doyamadığım, masallardan fırlamış bir güzellik...




***
İstra Bölgesi, bizim Doğu Karadeniz Bölgesi gibi yemyeşil ve yağmurlarıyla ünlü... Ayrıca da sonsuz üzüm bağlarıyla tam bir şarap cenneti.... O deli yağmurların yağdığı günlerde de yapılacak en güzel şey dağ köylerini gezmek. Bu köylerden en güzeli, ortaçağdan kalan kalesiyle ve dünyaca ünlü film festivaliyle Motovun... Burada, şehre özel arabalarla giriş yasak. Arabanızı şehrin girişinde bırakıyorsunuz ve yarım saatte bir gelen shuttle sizi tepedeki köye ulaştırıyor. Şarap tadım dükkanları arasından kaleye vardığımızda kendimizi II.Dünya Savaşı'nı konu alan bir film platosunda bulduk ve nefeslerimizi tutarak canlı olarak çekimi izledik.

MOTOVUN


 Doğal Film Platosu

***
Sanatçılar arasında çok popüler olan, her sokağında sanat galerilerine rastladığımız minicik Groznjan dağ köyünün meydanındaki iki rastauranttan birinde biralarımızı içip daha sonra dar sokaklarında kendimizi kaybettik...


 Sanat galerilerinden geçilmiyor...



***
Aslında yaz turizmi için çok tercih edilen bir kasaba olan Lovran'ın tarihi sokaklarında, yağmurla beraber dolaştık...




***

1 yorum: