Üniversitede okuyan Nihat ve Ömer, vapurda giderlerken Ömer, güzel bir genç kızı fark eder ve vapurdan inince kızı takip eder. Tam kıza seslenecekken kızın yanında yaşlı bir bayan görür. Bu kişi, Ömer'in uzaktan akrabası olan Emine teyzedir. Emine, kızın adının Macide ve Balıkesir'deki bir akrabasının kızı olduğunu, musiki okumak için İstanbul'a gelip kendi evlerinde kaldığını söyler. Musikiye tutkun genç kızın, Balıkesir'de piyano hocası olan Bedri ile dedikodusu çıkmış, her ikisi de oradan ayrılmak zorunda kalmıştır. Sonuçta Ömer ve Macide birbirini tanımadan evlenir. Macide, Ömer'in arkadaşlarını sevmez. Geçim sıkıntısı çeken Ömer, Nihat'ın fikriyle kasadan para alan iş arkadaşını ihbar etme tehditiyle ondan para sızdırır. Bu esna da Bedri de İstanbul'da tekrar hayatlarına girer.
Olaylar... olaylar...
En sonunda hapislere düşen Ömer, Macide'yi Bedri'ye emanet eder.
Sabahattin Ali, yine Cumhuriyet dönemi Türkiyesi'nden bir kesit sunuyor. Bu defaki biraz daha dolambaçlı hikayeler, sanki mahalle dedikodusu gibi... Birbirini, tanımamdan evlenmemek lazım... Ayrı dünyaların insanı olmamak lazım gibi... Taşradan gelen bir karakter olan Macide'nin aydın kesimden gelen Ömer ile bir hayat kurmayı başaramaması... Kitaba bayılmadım ama Sabahattin Ali'yi her daim okumak ve okutmak lazım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder