Ne zamandır bu denli keyifli bir kitap okumamıştım. Geçmişin beyaz dizi romanlarından bir tık ötede, viski üreticisi bir ailenin etrafında geçen olaylar romantik bir şekilde ilerliyor. Zengin bir malikanedeyiz. Ailenin biricik oğlu Scott, üniversite eğitimini tamamlayıp Gillespie malikânesine döndüğünde, altmış yaşındaki babası Angus’un Amélie adında kendisinden genç bir Fransızla evlendiğini öğrenir. Amélie’nin, üç haylaz oğlu ve onüç yaşındaki kızı da eve yerleşmiş durumdadır. Scott hem babasıyla, hem üvey annesiyle hem de onun oğullarıyla anlaşmakta güçlük çeker. Mirasın kime kalacağı, işlerin nasıl paylaşılacağı hep bir gerginlik konusu olur. Ancak bu esnada gelişen bir aşk, planları değiştirir.
Konunun çok sevdiğim İskoçya'da geçmesi, arka planda bir aile viski üretim firmasının olması kitabı çok sevmemi sağladı. Türk filmi tarzı gelişen aşk hikayesini saymazsak tüm hikaye okumaya değerdi. Bu arada çok hoşuma giden bir şey öğrendim; uçucu özelliği nedeniyle fıçıda dinlenen viskinin alkolü her yıl yüzde 2 oranında azalırmış bu azalmaya da 'Meleklerin Payı' denirmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder