Son zamanlarının en çok okunanları içinde yer alan ve aslında yazar olmayıp psikiyatrist olan ve hastalarından esinlenerek kitaplar yazmaya başlayan Gülseren Budayıcıoğlu'nun okuduğum ilk kitabı oldu "Camdaki Kız". Türk milleti dedikoduya, komşunun neler yaşadığına meraklıdır oldum olası... Yoksa başka neden bulamıyorum gerçek hayattan alıntı psikolojik kitaplara olan bu yoğun ilgiye...
Ben bu tarz kitapları hep sevmişimdir ancak bir Irvin Yalom değil söz konusu yazar... Neyse ben de bir dedikodu meraklısı olarak Budayıcıoğlu'nun kitaplarını tek tek okuyacağım bu gidişle...
Camdaki Kız'da kahramanımız bir kadın. Nalan, hayatı boyunca lüks içinde yaşamış, iyi bir eğitim almış. Ancak yaptığı mutsuz evlilik onu hayatla yüz yüze getirmiş. Boşanıp, kendisiyle hiçbir şekilde bağdaşmayan bir kişilik olan Hayri ile bir aşk yaşamaya başlamış. Hayatı daha fazla taşıyamayınca da Hayri onu Madalyon Kliniğe getirmiş. Hem Nalan'ın hem de Hayri'nin gözünden durum analizi yapıyor kitap. Arka planda da tabii ki başka hikayeler var. Akıcı bir dile sahip olan roman bir çırpıda bitiyor. Bu Madalyon Klinik serisi daha çok satar diyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder